Mehmet Şeker Yeni Şafak Gazetesi

Garsonluk zor zanaat, havanı bana atma ona at

Yemeği getiren garson, elindeki tabakları masaya bıraktıktan sonra, İngiliz meslektaşlarını çileden çıkaracak tarzda sordu: “İçecek?” Pratik çocuk; uzun boylu uğraşacak vakti de yok niyeti de. Oysa...

30 Aralık 2016 | 170 okunma

Yemeği getiren garson, elindeki tabakları masaya bıraktıktan sonra, İngiliz meslektaşlarını çileden çıkaracak tarzda sordu:
“İçecek?”
Pratik çocuk; uzun boylu uğraşacak vakti de yok niyeti de.
Oysa biraz daha nezaket gerekir.
Tabakları fırlatır gibi bırakmakla tek kelimelik soru birleşince, kaba hareketler de üstüne eklenince, takdir edersiniz ki biraz can sıkıcı oluyor.
Gelenek yönünden bakılırsa, müşterinin 'velinimet' olduğu kalmış zihnimizin bir köşesinde, fakat o kadarını da beklemiyoruz elbet.
Abartmaya lüzum yok; biz kral değil ama müşteriyiz.
Zaten o lokantaya kral gelmez.
İngiliz Kralı VIII. Edward'ın İstanbul ziyaretini hatırladım.
Garsonun yemeği dökmesi üzerine ne demişti Atatürk?
“Bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim.”
*
Herhalde bizim garsonun da canı sıkkın.
Çok çalışıyor, az maaş alıyor olabilir.
Sık rastlanan bir durum zira.
Hatta yakın zaman içinde işini değiştirmeyi düşünüyor da olabilir.
Elinde sipariş fişiyle karşımda bekleyen genç garsonun sorusuna ben de tek kelimeyle cevap verdim:
“İçmeyecek.”
*
Dedim ki hiç kimse işsiz kalmasa.
Her evde çorba rahatça kaynasa.
Herkes sevdiği işi yapsa ve hep beraber arı gibi çalışsak.
Yarışmacı arkadaşlara da başarılar dilesem.
Olmuyor ki, her şeyin gönlümüzce olmasına imkân yok.
Gönüldekiler çelişiyor en azından.
Bunun farkındayım ama içimden geçen de çok fazla bir şey değil.
Az fazla belki.
NE İÇTİĞİNİZE DİKKAT EDİN
Birkaç gün önce radyodan duyduğum haber son derece çarpıcıydı.
Ölüm haberine gülünür mü hiç?
Fakat boş bulundum.
“Kah” dedim, kaldım. İkincisi gelmedi.
Ölüm, hayatın en ağır gerçeği.
Herkesin başında.
Ve elbette her ölüm kalanı ziyadesiyle üzer.
Gidenin gittiği yer çok güzel olsa bile.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Anca gidersiniz 26 Nisan 2024 | 90 Okunma Garson nereye baksın? 23 Nisan 2024 | 161 Okunma Bize lütfen bir avuç toprak bırakmışlar 19 Nisan 2024 | 163 Okunma Vah zavallı İsrail 16 Nisan 2024 | 166 Okunma İyi ki o dönem televizyon yokmuş 12 Nisan 2024 | 87 Okunma