İsviçre Alpleri zirvesinde deniz canlılarının fosilleri var.
Himalayalar'da olduğu gibi.
Çok uzun zaman önce orası deniz zeminiymiş.
Sonradan katman katman yükselmişler.
Dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz derken, kast edilen
budur.
Birkaç kişiden oluşan ailenin kurduğu düzen üstüne, farklı yapıda
başka bir aile düzeni kurulamazken, koskoca devlet böyle bir şeyi
kabul eder mi?
Üstelik devletlerin önceliği, huzur ve mutluluktan önce
güvenliktir.
Devlet içinde devlet, kimin kabul edebileceği bir şeydir?
Yok Paralel yapılanma imiş, yok öz yönetimmiş…
*
“Tutturdular bir Paralel'dir gidiyor. Amma abartıldı arkadaş”
diyenlerin evlerine gidip birileri çöreklense nasıl
karşılayacaklar, çok merak ediyorum.
Yahut kazılan çukurları, kurulan barikatları makul karşılama
eğiliminde olanların evlerine birileri barikat kursa…
Bahçesine çukurlar kazsa…
“Biz burada özyönetim ilan etme kararı aldık” dese…
Öz evladının bile özyönetimini kabul eden çıkmaz.
“Burası benim evim, burada benim kurallarım geçer” sözünü bir
tekerleme olarak görmemek gerekir.
*
Daltonlar yakalanıp hapse atıldıklarında, üzerlerine kalın çizgili
mahkûm kıyafetleri giyerlerdi.
Tercihen değil, mecburen.
Hâlâ o şekilde çizgili kıyafet uygulayan ülkeler vardır belki.
Guantanamo'da kalanlara turuncu renkli kıyafet verdiklerini
biliyoruz.
Herkesin kendi keyfine göre, bütçesine göre kıyafet giyebilmesi
için, özgür olması şart.
Darbe anayasası söz konusu olduğu zaman, aklıma gelen o mahkûm
kıyafetleridir.
İster çizgili olsun, ister turuncu veya mor.
*