Uzun etek, teröristlerin yeni kıyafeti… Dalga geçenleri
kınıyorum. Kınamakla kalmıyor, mantığa davet ediyorum.
O kıyafet teröristlere hem çok yakışıyor, hem son derece
kullanışlı.
Ne diyorlar, 'işlevsel'.
Bir takım kinayeli sözlerle teröristleri o kıyafetten
vazgeçirmeye çalışmak anlamsız.
Aksine ben destekliyorum.
Şimdilik sadece şehirlerdekiler kullanıyor.
Keşke dağdakileri de uzun eteğe mecbur tutsalar.
Bindallı bile olur.
*
Demirtaş, şehitlerin ardından duygularını dile
getiren eski bakan Taner Yıldız'a laf yetiştirmeye çalışırken abuk
sabuk konuştu.
“Şehit olmak istiyordu, buyursun Dağlıca'da bir gece nöbet
tutsun.”
Bu sözler, Dağlıca'nın nasıl bir yer olduğuna işaret ederken,
Demirtaş'ın oraya nasıl baktığını ve kendini nerede
konumlandırdığını da ortaya seriyor.
Şehit olanların değil, şehit edenlerin yanında…
İtiraf yerine geçer; gözden kaçmasın.
*
Taner Yıldız, ona güzel cevap verdi: “Etek giysin, Kandil'e
gitsin.”
Kandil'e gitmedi ama Cizre yollarına düştü.
Canlı yayında ağlayan teröristin imdadına yetişmeye çalıştı.
Kendi isteğiyle gitmediğini, Kandil'den gelen emirle yola
çıktığını söyleyenlere onar puan.
*
Dağlıca'da şehit düşen Uzman Çavuş Tuğrul
Köseoğlu'nun Konya'daki cenaze töreninde annesi yeri göğü
sarsacak sözler söyledi.
“Vatan için doğurdum, vatana verdim. Vatan için varız. Bin
oğlum olsa, yine gönderir, yine şehit olmasını
isterim.”
Şehitliğin ne olduğunu bilenler, bu çarpıcı sözü, bu titreten sözü
yüreğinde hissetti.
Bilmeyenlerse aval aval baktılar.