Görünen düşman tehlikeli değildir aslında!..
İnsanı sırtından hançerleyen düşman da kendi zavallılığının
cenderesinde çırpınan bir paçavradır...
Peki ya içimizdeki asıl düşmanlara bakınca, bugünlerde hangi
gerçekler öne çıkıyor?..
Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşama veda ettiği 1938'den bu yana tarih yalnızca Büyük Önder'i her açıdan haklı çıkartmadı, Türkiye Cumhuriyeti'nin "ilelebet payidar" olma mücadelesinde Gazi'nin attığı temelin ne kadar sağlam olduğunu da kanıtladı...
İşte bu haklılık cumhuriyeti bugünlere getirirken, yalnızca
dışarıda ya da sinsi pusularda yatan düşmanlar değil, en çok
içimizdeki hainler saldırdı Atatürk'e...
İki gün sonra 19 Mayıs 1919'un 101. yılına gireceğiz ama salyalı
hainler durmuyor...
Siyasetin de rejimi sarstığı bir ortamda; ne 1919'a, ne 23 Nisan 1920'ye ne de 29 Ekim 1923'e saygısı var o içimizdeki düşmanların...
Çünkü Gazi'nin yaşadığı dönemde Atatürk'e, hilafeti kaldıran güce, cumhuriyete ve laikliğe öfkeli hainlerin torunlarıdır 1919'un 101. yılında işbaşında olanlar...