Ordu Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Kemal Yılmaz, Türk
Patent Enstitüsü'ne, Ordu kivisine coğrafi tescil almak için
başvuruda bulunduklarını belirterek, "İnşallah markalaşma
konusundaki eksiklerimizi tamamlayarak Ordu kivisini marka
yapacağız" demiş.
Bir marka oluyormuş
Yılmaz, Ordu'da üretilen kivinin aroma bakımından diğer illeri
geride bıraktığını ifade ederek, "İlimiz kivi üretiminde bir marka
durumunda. Bunu ilimize gelip kivi alımı yapan tüccarlar da
söylüyor. Yani Ordu kivisinin bir marka olduğunu, aromasının,
lezzetinin farklı olduğunu, aynı şekilde depoya dayanımının da daha
iyi olduğunu, bizzat alıcıların söylediğini duyuyoruz" demiş. Kemal
Yılmaz'ın kivi konusundaki açıklamalarını okuyunca yine Turgut
Özal'lı günleri hatırladım. Bu konudaki anımı yıllar önce yine
yazmıştım...
Kivi ile tanışmamız
1981'de Davos'a, o dönemde Başbakan Yardımcısı olan Turgut Özal'la
birlikte gitmiştik. Toplantılara ara verildiğinde bir grup gazeteci
restoranda masa başına oturmuş, yemek yiyorduk. O dönemde Yabancı
Sermaye Kurulu Başkanı olan Hüsnü Doğan da bize katılmıştı. Yemeğin
sonunda sofraya meyve tabağı geldi. Bu meyvelerin arasında
hiçbirimizin ne olduğunu bilmediği üzeri tüylü, yeşil, toparlak bir
şeyler vardı.