Sadece CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun değil aktif olarak
siyasette rol alan herkesin partilerin nitelikleri ve nicelikleri
üzerinde gerçekçi değerlendirmeler yapmaları gerekiyor.
Farklı açılar
Kılıçdaroğlu'nun son bir demecinde CHP'yi değerlendirirken "Biz
sıradan bir parti değiliz; dünyanın en eski dört partisinden
biriyiz" dediğini okuyunca, bu "Gerçekçi değerlendirme" konusundaki
eksiğimizi yine hissettim. "Eski" ile "Eskimek" arasındaki nüanssız
önemini yine anladım.
Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti'yi değerlendirirken "Biz
sıradan bir parti değiliz; kurulur kurulmaz iktidar olan ve o
günden beri de her seçimi kazanıp 15 yıldır iktidarda kalan
dünyanın en yeni partilerinden biriyiz" deseydi, bu yanlış mı
olurdu?
Eriyen partiler
Yunanistan'ın 2'nci Dünya Savaşı sonrası siyasal yaşamının iki
temel partisi olan PASOK'un ve Neo-Demokrasi'nin buharlaştıklarını
hatırlayın. Ya da Fransız başkanlık seçimlerinde bu ülkenin solunu
ve sağını temsil eden ana partilerin sandığa gömüldüklerini
düşünün. Ve hatta ABD başkanlık seçimlerinde Trump'ın ana
akımlardan değil marjinal görülen eğilimlerden oy alarak
seçildiğini göz önüne alın.
Bir değerlendirme
Değerli yorumcu Herkül Millas yıllar önceki bir değerlendirmesinde
Yunanistan'ın sosyal demokrat partisi PASOK'un ikilemlerini ele
alırken "Eski partiler" hakkında da şöyle yazmıştı:
"- Tarihi büyük katkılarına ve en iyi niyetlerine karşın zamanaşımı
yüzünden düşüşe geçen bir partinin durumu öğretici olabiliyor. Bir
zamanlar çok başarılı bir partinin dönemi bitmiş, miadı dolmuş,
misyonu tamamlanmış olabilir. Aklımda CHP de var. Böyle partiler
daha uzun zaman hayatta kalabilirler.