ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey önceki gün basın
mensupları ile görüşürken gündeme ilişkin yaptığı değerlendirmede
"Suriye'de Devlet Başkanı Beşar Esad'ın yönetici olarak bir
geleceği yok" ifadesini kullanmış. Hangisi gidici?
Sanırım Jeffrey'in bu sözlerini dinleyen gazeteciler gülümsemişler
ve "Acaba Amerika'da Donald Trump'ın yönetici olarak geleceği var
mı" diye kendi kendilerine sormuşlardır...
The New York Times'ta yayınlanan imzasız ama Trump yönetiminden bir
kişiye ait olduğu bilinen makaleden sonra, sade gazeteciler değil
hemen herkes bu soruya cevap arıyor. Çünkü bu makale Trump'ın hem
akılsız hem de cahil olduğunu açıkça vurgulamaktadır. ABD
engeli
Dün Tahran'da Erdoğan, Putin ve Ruhani hem tüm Suriye hem de İdlib
için barışçı bir çözüme ulaşmaya çalışırlarken, bu konudaki en
büyük engelin ABD olduğunu hemen herkes biliyordu.
Kendine bir düşman bulmadan kafa sağlığına kavuşamayan ABD, bugün
üstelik yönetimi açısından da hastalıklı konumdadır. Karışık bir
kafa
ABD'yi Başkan mı yoksa başka birileri mi yönetiyor, buna kesin
olarak bir cevap veren yok. Türkiye ile ABD'nin arasını açan ajan
papaz Brunson krizinde Evangelist yobazların rolleri düşünüldüğünde
ve Başkan Yardımcısı Mike Pence'in Evangelist cemaate bağlılığı
hesap edildiğinde, ABD'nin çok başlılığı kolayca görülebilir. Zor
bir görev
Tahran'daki zirveye katılan ve Suriye'ye barış getirmeyi amaçlayan
üç devlet başkanının işleri çok zordu.
Çünkü uluslararası barış çok taraflı bir olgudur. Bir süper güç
olarak dünyada barışı değil gerginlikleri amaçlayan ABD varken,
diğer devletlerin barışı korumaları ne kadar mümkün olabilir ki?
Daha önceki gün bir ABD generalinin kırmızı bültenle aranan bir PYD
teröristi ile karşı karşıya otururlarken çekilmiş...