Türkçenin zenginliği düşünce aleminde dolaşan bizlere sınırsız
ufuklar sunar. Ama sonunda siyasi gündemin kısır döngülerine
sıkışıp kalırız ve dilimizin binlerce yıldır bizlere açtığı
ufuklara açılmak yerine bir karış önümüzü görmekte zorlanırız.
Ehem ve mühim
Türkçe'nin unutmaya eğilimli olduğumuz zihin açıcı söylemlerinden
bir tanesi de "Ehemmi mühimme tercih etmek" şeklindedir.
Bu cümledeki "Mühim" önemli demektir, "Ehem" ise en önemli anlamını
taşır...
Önem sırası
Demek ki gündemdeki sorunlar ele alınır ve çözümler üretmeye
çalışılırken, bu sorunlar önem sırasına göre değerlendirilmelidir.
Yani en önemli, öncelikli ve zaruri olan sorunlar birinci sırada
yer almalıdır. Sonra önemli olanlar gelmelidir. Yapılsa da olur
yapılmasa da olur işlerle vakit kaybetmek akılsızlığından uzak
durulmalıdır.
En önemli sorun
Türkiye'nin önündeki "Ehem" niteliğini taşıyan sorun, herhalde ne
erken seçimdir, ne yeni bir anayasa referandumudur, ne de muhalefet
ile iktidar arasındaki polemiklere konu olan sayısız maddedir.
Türkiye için en önemli sorun Amerika'ya boşaltmaları için iki hafta
süre verilen Fırat'ın doğusuna ilişkin Güvenli Bölge sorunudur. Bu
sorun sonunda Türkiye ile Amerika'yı sıcak bir çatışmada karşı
karşıya getirebilir ya da Amerika'nın Suriye topraklarında kurmaya
çalıştığı bir Kürt oluşumunun gerçek boyutu ortaya çıkabilir.
Diğer sorunlar
Türkiye'deki sığınmacı Suriyeliler de çok önemli bir sorun
oluşturmaya başladı.
Üstelik bölgedeki gelişmeler bunlar milyonlarca yenilerinin
eklenmesi ihtimalini de gündeme getiriyor. Bu arada devlet
kurumlarından hala FETÖ kalıntılarının tam temizlenememiş olması ve
bunlara ilişkin tartışmaların Adalet Bakanını rahatsız eder hale
gelmesi de önemli bir sorundur.
Özetle ehemmi mühimme tercih etmeyi hiç unutmayalım. Kafa
karışıklığının önüne başka türlü geçemeyiz.