Türk dış politikasının gerek Ortadoğu'da gerekse Avrupa'da ve
Amerika'da yaşadığı problemlerin ana nedeninin artık her şeye
"Evet" demediğimiz için muhataplarımızın sinirlenmesinden
kaynaklandığını biliyoruz. Bu duruma bir örnek Almanya'nın
İncirlik'i terk kararı öncesinde yer alan gelişmeler değil midir?
Ya da Katar krizinde bizim bu ülkeyi yalnız bırakmamamızın başta
Mısır olmak üzere bazı Körfez ülkelerini de nasıl sinirlendirdiğini
görmüyor muyuz? Ya da ABD'nin PYD'yi silahlandırmasını kuzu kuzu
kabullenmediğimiz için doğan gerginliği fark etmiyor muyuz?
Erdoğan ve Almanya
Bu açıdan bakıldığında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dışarıdaki
ziyaretleri, eski ziyaretlerden farklı içerikler taşıyor. Örneğin
Erdoğan'ın temmuzda yapacağı Almanya ziyaretinden neler çıkacağı,
eskisinden çok farklı merak konusu olacaktır. Ancak bugün
bazılarının "Neden herkesle kavgalıyız" diyerek AK Parti
iktidarının dış politikasını eleştirirken, Türkiye'nin dış
politikada geçmişte de bazı kavgaları yaşadığını ve bu kavgaların
siyasi otoriteye bağlı olmadan gerçekleştiğini hatırlamaları
gerekir. Bu durumları hatırlatmak için Türk diplomasisinin yakın
tarihinden iki örnek verelim...