Sabah haberlerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bayram namazını
kılmak için gittiği camide rahatsızlandığını duyunca "Bu bayram
hepimize zehir olmasın" diye dua ettim. Erdoğan'sız bir Türkiye'de
FETÖ'yle, PKK'yla ve her çeşit hainliklerle şimdiki gibi kararlı
biçimde mücadele edilemeyeceğine ilişkin kuşkular hepimizde yok mu?
Ya da Türkiye'nin her şeye evet demeyen, egemenliğini ve
bağımsızlığını kutsayan bir ülke konumuna gelmesinde Erdoğan'ın
katkısını kim inkâr edebilir ki?
Biraz dinlense ya...
Neyse benim ve milyonlarca vatandaşımın duaları gerçek oldu ki
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçirdiği rahatsızlığı geride bırakıp
televizyon kameralarının karşısına geçti. Katar krizi konusunda
Türkiye'nin kararlı tutumunu tekrarladı. Açıkçası sade ben değil
konuştuğum herkes Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hiç yorgunluk emaresi
göstermeden aralıksız çalışmasını, hiç dinlenmeden bazen kıtalar
arası yolculuklar yapmasını hayranlık ve hayretle izliyoruz.
Dilerim önümüzdeki birkaç gün dinlenir...
Şeker bayramıydı
Dün zamanın getirdiği değişimden söz etmiştim. Mesela eski günlerde
bu bayram basında "Şeker bayramı" olarak anılırdı. Artık herkes
"Ramazan Bayramı" diyor... Ama son dönemin en önemli yeniliği
bayram tebriklerinin cep telefonlarından gönderilen mesajlarla
yapılması değil mi? Hayatımızın vazgeçilmez araçları haline gelen
cep telefonları sonunda bayramları da etkiledi.
Silinemeyen numaralar
Ancak cep telefonlarının bir de yürekleri yakan bir özelliği var.
Telefonunuzun fihristindeki kayıtlı isimleri her gözden
geçirdiğinizde, bu isimlerden bazılarını artık hiç
arayamayacağınızı görüyorsunuz. Sanki telefonunuzun fihristinin bir
bölümü artık Zincirlikuyu ya da Karacaahmet kabristanlarına
ayrılmış gibi... Yitirdiğiniz arkadaşlarınızın, yakınlarınızın
isimlerini ve numaralarını silmeye eliniz varmıyor.