Cumhuriyeti kuran bir partinin bugünkü kadroları için "Tarih"
geçen haftadan öteye geçmeyen bir zaman süresini ifade ediyorsa, bu
partinin iktidarın alternatifi olması mümkün değildir ki.
Meğer neymiş...
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan'ın TBMM Genel Kurulu'nda yapacağı yemin törenine
katılacaklarını, ancak salonda ayağa kalkmayacaklarını açıklarken
söylediklerine dikkat ettiniz mi?
Özgür Özel "Cumhurbaşkanı'nın tarafsız, bağımsız olduğu dönemlerde,
cumhurbaşkanı kim olursa olsun CHP Grubu'nun makama saygı gereği
cumhurbaşkanını ayakta karşıladığını" söylemiş.
Yakın tarih
Söylediğim gibi tarih geçen haftadan öteye zamanlarda geçen
olayların öyküsüdür.
Bizim çok partili siyasi tarihimiz çok yoğun içerikli olmasa da,
neticede geride kalan 100 yıla yakın sürede olup bitenleri
içerir.
Mesela 14 Mayıs 1950'de CHP'nin 27 yıllık iktidarı sona erince ve
İsmet İnönü yerine Demokrat Parti'nin kurucusu ve Genel Başkanı
Celal Bayar Cumhurbaşkanı seçilince, onun yemin töreninde kimlerin
ayağa kalkacakları sorusu yine gündeme girmişti.
Devlete saygı
Bayar'ı Cumhurbaşkanlığı'na getiren DP grubu üyesi milletvekilleri
Bayar salona girince ayağa kalkmadılar. Buna karşı sayıları 69'a
düşen CHP'liler devlete saygı geleneğinin gereği olarak, başta
İsmet İnönü olmak üzere ayağa kalktılar.
Oysa Bayar kâğıt üzerinde tarafsız olsa bile DP bastonunu bile hiç
elinden bırakmayacak kadar taraflıydı.
Hep ayağa kalktılar
Demokrasinin askeri darbelerle kesildiği ve emekli generallerin
cumhurbaşkanı seçildikleri dönemlerde, CHP için ayağa kalkıp
kalkmamak gibi bir sorunu hiç olmadı.
Bugün son dönemde her seçimden yenilerek çıkan CHP yönetiminin
Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında ileri geri konuşan bir parti sözcüsü
aracılığı ile açıkladığı görüşleri, sadece ezikliği ve görgüsüzlüğü
yansıtıyor.
Ha CHP ha HDP
Özgür Özel adındaki CHP sözcüsünün şu ifadelerini aklınız alıyor
mu?
"- Artık tarafsız bir cumhurbaşkanı yok. Bir partinin genel
başkanına ayağa kalkma gibi bir geleneğimiz yok. Tarafsızlığını
yitirmiş bir kişiye karşı ayağa kalkma gibi bir gelenek yok."
"- ...Yasama organının yürütmenin başı karşısında ayağa kalkmasını
kimse beklemesin. Biz kalkmayacağız ancak kendisinin yemini
sırasında salonda CHP bulunacak." Demokratik siyasette seçilmiş
Cumhurbaşkanına ve devlete karşı seslendirilen bu tutumun bir diğer
yansıması da, HDP'nin İstiklal Marşı okunurken Meclis'e girmemesi
değil midir?
Ya da Cumhurbaşkanının sade yürütmenin değil devletin de başkanı
olduğunu bilmeyen bir anlayış bugünkü CHP'nin hal-i perişanını
anlatmıyor mu?