İkinci Dünya Savaşı sırasında radyodan cephelerdeki
gelişmeleri izleyenler, ertesi gün kıraathanelerde
tartışırlarmış.
Savaşın dışında kalmayı başaran Türkiye'nin talihli insanları
için savaş uzaydaymış kadar uzakta göründüğünden ötürü, kimi
Almanları, kimi de İngilizleri bir futbol kulübünü tutarcasına
rahatlık içinde tutarlarmış. Askeri ve siyasi konularda çok fazla
bilgiçlik taslayanlara da "Bitli Çörçil" benzeri
lakaplar takılırmış.
Erkeklik meselesi mi?
Dünya Savaşı'ndan sonra Türkiye bir nevi zorunlu olarak çok
partili demokrasiye geçince, bazı Demokrat Partili siyasetçiler
Türkiye'yi savaş dışında tutmayı başaran İsmet İnönü'yü
"Türkiye'nin erkekliğini öldürdü" diyerek
suçlamışlardı. Bu suçlamaları yapanlar için 2'nci Dünya Savaşı'nda
40 milyon insanın can vermesi benzeri olgular, önemsiz
ayrıntılardı.
Post-modern Bitli'ler
Özellikle dış politikaya ilişkin benzer
eleştirel söylemleri bugün de duymuyor
muyuz? Buna son örnek Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın Amerika ziyaretine ve Başkan
Trump'la yaptığı görüşmeye ilişkin olarak
seslendirilen eleştiriler değil midir?
"Postmodern Bitli Çörçiller"olarak
niteleyebileceğimiz bu siyaset heveslilerine
göre Erdoğan Washington'dan eli boş
dönmüştür.