Suudi Arabistan'ın İstanbul Konsolosluğu'nda sahnelenen ve "Bu
kadarı da olmaz ki" dedirten Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin
gelişmeler biteceğe benzemiyor... Çünkü bu rezil cinayetin
azmettiricisi olduğu varsayılan S. Arabistan Veliahdı Muhammed Bin
Salman'ın görevinden azledilmesi beklenirken, bazılarına göre bu
cinayet sayesinde daha da güçlenmiş.
Meğer neymiş...
Son haberlere göre Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğünü S. Arabistan
kabullenmeden hemen önce, Muhammed Bin Salman ABD'deki yakınlarına
telefon etmiş ve "Bu Kaşıkçı zaten çok tehlikeli bir İslamcıydı.
Müslüman Kardeşler örgütünün üyesiydi" demiş. Muhammed Bin
Salman'ın ABD'deki en yakınının Donald Trump'ın damadı Jared
Kushner olduğu biliniyor. Ayrıca Trump da S. Arabistan'a satacağı
milyarlarca dolarlık silah yüzünden, Muhammed Bin Salman'a derin
bir muhabbet duyduğunu gizlemiyor.
Zorla kabullendiler
Sonuçta Türkiye'nin bu cinayet ertesinde attığı kararlı
kriminolojik adımlar sayesinde S. Arabistan önce, Kaşıkçı'nın
İstanbul'daki konsolosluk binasında katledildiğini kabul etmek
zorunda kaldı. Daha sonra bu cinayetin iki özel jetle İstanbul'a
gelen ve veliaht Bin Salman'a yakın görevliler tarafından hunharca
işlendiği de kabullenildi. Şimdiyse Cemal Kaşıkçı'nın cesedinin
parçalandığı ve asit banyosunda eritildiği noktasına gelinmiş
bulunmakta.
Basın bastırıyor
Genel olarak kabul edilen bir gerçek var. Eğer veliahdın kaderi
sadece ABD'nin ve Donald Trump'ın elinde bulunsaydı, bu adam belki
de "Azılı bir İslamcıyı yok ettirdim" diyerek azmettirdiği
cinayetle iftihar da edebilirdi. Ancak Kaşıkçı etkili "Washington
Post"ta yazan bir gazeteciydi. Şimdi hem bu gazete hem de The New
York Times bu cinayetin peşini bırakmadıkları için, Trump yönetimi
de veliahdı bazen suçlayıp, bazen aklamaya çalışıyor. Bu arada
Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz de İngiliz The Guardian'da
cinayetin faillerinin cezalandırılması gerektiğini yazdı.
Destekçileri var
Bu arada başta İsrail olmak üzere Mısır ve Körfez emirlikleri de
Muhammed Bin Salman'dan yana desteklerini seslendirmekteler. Ama
yine de bir konsolosluk binasının insan mezbahası gibi kullanılması
rezilliği karşısında, S. Arabistan hanedanının çok zor durumda
olduğu da inkâr edilemiyor. Bu arada Ürdün ve Pakistan gibi ülkeler
Suudi parası uğruna Bin Salman'a destek verirken, Rusya ve Çin de,
Suudileri kendi yanlarına çekmek için, Bin Salman'a
yanaşmaktalar.
Bakalım bu rezil cinayetin gerçek faillerini S. Arabistan'ın petrol
paraları unutturabilecek mi?