Donald Trump, kendisinden önceki Başkan Barack Obama'nın yaptığı
bütün antlaşmaları ve Kongre'den geçirdiği bütün yasaları iptal
etmeye çalışıyor. Örneğin Obamacare diye bilinen sosyal güvenlik
yasası yerine kendi imzasını taşıyan bir yasayı bir türlü
Kongre'den geçiremiyor. Bu durum sade Amerika'nın iç siyasetini
değil dünya politikasını da derinden etkilemeye başladı.
Güçlü değil
Trump'ın iki ana sorunu var. Birincisi hem Senato'da hem de
Temsilciler Meclisi'nde Cumhuriyetçiler çoğunluktalar ama bu
çoğunluk Trump'ın arkasında değil. Çünkü Cumhuriyetçi Parti
kurultayında başkan adayı seçilmesine rağmen, Trump seçim
kampanyasında kendisini farklı bir kimlikle sundu. Trump Amerikan
ana siyasetinden dışlanmış kesimlerin sözcüsü olarak oy topladı.
Şimdi de bu nedenle Cumhuriyetçi senatörler ve temsilciler Trump'a
karşı zaman zaman Demokratlar'la birlikte oluyorlar.
Derin devlet egemen
Trump'ın ikinci ana sorunu ise kendisini Amerika'nın Başkanı olarak
görse de, bu ülkede iplerin derin devlet kadrolarının elinde
bulunması. Örneğin PKK/PYD oluşumunun silahlandırılması kararı
Trump başkan seçilmeden önce alınmıştı. Bunun gibi FETÖ'ye verilen
destek bu örgüt bir CIA projesi olduğu için devam ediyordu. Son
olarak patlayan vize krizi ile "konsolosluk görevlileri" diye
sunulan kişilerin birer FETÖ-CIA ajanı oldukları kuşkusu gündeme
girdi. Sonuçta bu ajanların Türk-Amerikan ilişkilerini krize
sokacak kadar güçlü oldukları anlaşıldı.