Medeniyet diye bildiğimiz "Tek dişi kalmış canavar"ın en büyük
özelliği, kendine düşman icat etmeden yaşayamamasıdır. Bu eski
çağlarda da böyleydi, günümüzde de böyledir.
Amerikan başkanı Reagan'la İngiliz başbakanı Thatcher dâhiyane bir
planla Sovyetler Birliği'ni bir uzay savaşı ihtimaline
yönlendirdiler.
Sonunda Sovyet komünizmi iflas ederek çöktü ve "Hür Dünya"nın en
büyük düşmanı olan Sovyetler Birliği, Demirperde'siyle birlikte yok
oldu.
Yeni düşman Rusya
Ama medeniyet düşmansız kalmaya gelemez... Şimdi başta ABD olmak
üzere söz konusu medeniyetin üyeleri, Rusya'yı düşman ilan
ediyorlar. Sanki Rusya Federasyonu Sovyetler Birliği'ymiş ve
Vladimir Putin de Josef Stalin'miş gibi bir hava var özellikle
Washington'da... İş o safhada ki, ABD başkanlık seçimlerini Trump'a
sanki Putin kazandırmış gibi yayınlar bile yapılıyor.
Onlar da Türkiye takıntılı
Amerikan uydularının oluşturduğu Batı Avrupa medeniyetinin üyeleri
ise, başta Almanya ve Hollanda olmak üzere Türkiye'yi düşman olarak
konumlandırmaya çalışıyorlar. Sanki kapıları açmışlar da Türkiye
girmemiş gibi, şimdi Avrupa Birliği'ne tam üyeliğimizin tehlikeye
girdiğini falan söylüyorlar. Türkiye'de kim darbe girişimine
karışmışsa ona hemen sığınma hakkı veriyorlar. FETÖ'cülere, PKK'ya
kucak açıyorlar.
16 Nisan'daki referandumumuza dönük olarak da "Hayır" cephesine her
şekilde destek veriyorlar.