Bir yıl sonra "küçük kıyamet" dediğimiz 6 Şubat
depremlerinin büyük yıkıma yol açtığı Hatay'dayım. Bu güzelim
medeniyetler şehrini böyle görmek insanın içini acıtıyor. Yıkımın
izleri her yerde. Öyle bir yıkım ki Hatay, 11 ilin toplam kaybı
kadar insanını kaybetti. Yaklaşık 25 bin can... 220 bin de ev ve
işyeri yıkıldı. Şehir sessiz ve çaresiz, insanlar hüzünlü.
Yıkıntılar büyük oranda kaldırılmış olsa da hâlâ onlarca bina
hasarlı ve öylece duruyor.
Bir yıl sonra bir Hataylının ağzından şu cümleler dökülüyor:
"Sadece ağlamak istiyorum..."
Şehrin bir yüzünde böyle bir gerçek var. Öteki yüzünde ise yepyeni
bir umut yeşeriyor. Önceki gün Başkan Erdoğan 7
bin 300 konutu sahiplerine teslim etti. 40 bin konutun da temeli
atıldı. Şehrin tarihi merkezinde ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
hummalı bir çalışma yürütüyor. Hatay aynı zamanda şantiye gibi. Bir
yanı yıkılırken bir yanı yenileniyor.
Evlerine kavuşanlar, derme çatma çarşılarda ticaretini sürdürenler,
onca yıkıma rağmen eğitime ara vermeyenler geleceğe daha umutla
bakıyor.
Küçük büfesinde işini sürdürmeye çalışan bir esnaf da o umudu şöyle
dile...