Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda yaşanan garabet gerçekten
akıl alır gibi değil. Yerel seçimlere gidilen süreçte defalarca
yazdım; CHP ile DEM Parti arasında yapılan "kent
uzlaşısı" ve kendi adayını gösterme siyaseti sadece bir
örtüydü. Esas amaç PKK'yı meşrulaştırma siyasetine CHP'yi ve
sosyolojisini ortak etmekti. CHP de "Batı'da
kazanmak" uğruna buna razı oldu.
Bu noktada sekiz yıl sonra suskunluğunu bozan Leyla
Zana'nın ve Ahmet Türk'ün meydanlara
çıkıp "Batı'da CHP'yi desteklemeyin, kendi
partinize oy verin" minvalinde açıklamalar yapması da
enteresandı. Hiçbirinin etkisi olmadı.
Hatta hiçbiri dönüp bu köşede birkaç kez dile getirdiğim şu siyasi
hinliğe de karşı çıkmadı. DEM Parti, başta Diyarbakır ve Van olmak
üzere seçimi kesin alacakları bütün il veya ilçelerde PKK'yla
iltisaklı ve gelecekte sorun çıkarabilecek siyasi aktörleri aday
gösterdi. Bu Kandil'in bilinçli ve hesaplı bir tercihiydi ve kimse
buna itiraz etmedi.
İşte Van adayı Abdullah Zeydan tam da böyle bir
siyasi profildi. İsteselerdi, daha...