CHP'nin başını çektiği muhalefet cephesinde siyasi
vizyonsuzluğun, ilkesizliğin getirdiği derin bir çöküş yaşanıyor.
Kamuoyu her sabah yeni bir skandalla uyanıyor. Bir gün
"Hayatımın en büyük hatası"
pişmanlığıyla, bir gün "38 milletvekilini yüzde bir bile
almayan partilere neden verdin?"
isyanıyla karşılaşıyorsunuz, bir başka gün de gündem, "A
Takımı ihaneti"yle sarsılıyor.
Kısaca kumpaslardan, ihanet edenlerden, birbirini satanlardan,
kirli ilişkilerden geçilmiyor.
Farklılıkları bir araya getirenler meğer bambaşka kirli ilişkiler
ve pazarlıklarla bir arada duruyormuş. Boşuna
Başkan Erdoğan "Verilmiş sadakamız
varmış" demiyor.
Son rezalet ise birkaç gün önce patladı
Seçimin ikinci turuna giderken, Millet İttifakı adayı Kemal
Kılıçdaroğlu aniden rotayı ırkçı çıkışları ve göçmen
düşmanlığıyla bilinen Zafer Partisi Genel Başkanı
Ümit Özdağ'a çevirmiş ve
desteğini istemişti.
O da destek vermişti. Ancak bedava değildi. Ortada kirli bir
pazarlık vardı ve o pazarlığın ne olduğunu Özdağ tane...