Eski Türkiye'de, her on yılda bir yapılan darbelerden, vesayetçi
kurumlardan, "bugün git yarın gel" diyen bürokrasiden,
temel atılıp açılamayan fabrikalardan, patates deposuna
dönüştürülmek istenen tünellerden, yoksulluktan, bitmeyen
kuyruklardan, ucube demokrasiden hep şikayet ediliyordu.
Ama hiç bitmeyen şikayet konusu, eğitim ve beyin göçüydü.
Hala eğitim şikayet konusu ama şunu da kabul etmek gerekir ki, son
10-15 yılda özellikle eğitim altyapısında önemli mesafeler alındı
ve beyin göçünde de ciddi bir geri dönüş yaşandı. Dünyanın önemli
üniversitelerine giden bilim insanlarımızın bir kısmı ülkeye geri
döndü.
Önceki gece, Sabri Ülker Araştırma Merkezi'nin düzenlediği bir
etkinlikte bu bilim insanlarımızdan birkaçıyla bir araya
geldik.
Medya mensuplarının ağırlıkta olduğu gecenin önemli isimleri
arasında Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker,
Yönetim Kurulu Üyesi Ali Ülker, Sabri Ülker Vakfı Başkanı eski
adalet bakanlarından Oltan Sungurlu, Alev Coşkun ve
Global İletişim Başkanı Zuhal Şeker vardı.
Ama esas ilgi odağı bilim insanlarıydı.
Onları bir araya getiren de Sabri Ülker Vakfı'nın iki yıl önce
Harvard T.H Chan Kamu Sağlığı Fakültesi bünyesinde hayata
geçirdikleri araştırma merkeziydi.
Merkezin başında Türkiye kamuoyunun da yakından tanıdığı Prof.
Dr. Gökhan Hotamışlıgilvardı.
İnsan sağlığı için önemli araştırmalara kaynak aktaran merkezin
desteğiyle Prof. Dr.
Hotamışlıgil'in öğrencileri Doç. Dr.
Furkan Burak, Yrd. Doç. Dr. Ebru
Erbay ve Doç.
Dr. Erkan Yılmaz, "metabolizma alanında sır perdelerini
aralayan" ve bilim dünyasındaheyecan yaratan buluşlara imza
attılar.
Beslenmeyle ilgili bu buluşların insanlık için ne kadar önemli
olduğu şu tespit anlatıyor:
"Bugün obeziteden ölenlerin sayısı kanser ve kalp krizinden
ölenlerden çok çok fazla."