CHP'nin dizayn edildiği 2010 yılındaki kaset skandalı
patladığında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal bir basın toplantısı
yapmış ve istifa etmişti. Toplantıda, o komplonun olağan
şüphelilerinden Fetullah Gülen'le ilgili hâlâ sırrı çözülemeyen bir
cevap vermişti:
"Pensilvanya'dan aldığım üzüntü ve destek mesajlarının samimiyetine
inandığımı da belirtmek isterim."
Sadece o gün değil, üzerinden 12 yıl geçmesine ve o komployla
ilgili FETÖ'cü onlarca polis tutuklanıp yargılanmasına rağmen
Baykal, o söylemini değiştirmedi. Hâlâ susuyor... Daha ilginci,
birkaç CHP'li dışında bu operasyonun arkasında FETÖ olduğunu ve
operasyon sonrası CHP'yi "esir" aldığını sorgulayan da olmadı.
En başta da Baykal'ın "yol arkadaşı" ve partiyi teslim ettiği o
dönem 14'üncü kat mukimi Önder Sav sustu. Sav, kılını
kıpırdatmadığı gibi Kılıçdaroğlu'nun genel başkan olması için
"Herkesi ters köşeye yatırdım" diye de övündü. Sonra kendisi de
elimine edildi ya neyse...
Bu konu bir süre önce yazdığım CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu'nun bir dişçi muayenehanesinde FETÖ lideri Gülen'i
aradığına ilişkin, İçişleri Bakanı
Süleyman Soylu'nun iddiasını doğrulayan "özel notlar" nedeniyle
gündeme geldi.
Gündeme geldi, çünkü o özel notlarda FETÖ elebaşı Gülen'in
Baykal'la ilgili sözleri önemliydi:
"F.G. zaman zaman Deniz Bey'le bir araya geldiğini, uçakta
sarıldıklarını anlattı."
Peki, bu doğru muydu?
Cevap, CHP içinde FETÖ'ye karşı tavizsiz mücadele eden ve bu
nedenle partisinden ihraç edilen eski CHP Genel Başkan Yardımcısı
Yılmaz Ateş'ten geldi.
Ateş, "Bugünkü yazınızda konu ettiğiniz iddiayı Sayın Baykal'a
sordum" diyor ve Baykal'ın verdiği cevabı aktarıyordu:
"Gülen'le uçakta bir kez karşılaştım, el sıktık; sarılma olmadı.
Bunun dışında ne bir karşılaşmam, ne de bir araya gelme, görüşmem
olmamıştır."
Klasik FETÖ yöntemi, tesadüfi bir karşılaşmayı bile 40 yıllık dost
gibi sunabilir ama şu nokta önemli: O sözleri biz dişçinin özel
notlarından öğrendik, Baykal da doğruladı. Böylece Kılıçdaroğlu'yla
ilgili iddia, bir kez daha teyit edilmiş oldu. Kılıçdaroğlu ve CHP
yönetiminin sessizliği boşuna değil.
Böyle ağır bir iddia karşısında bırakın yalanlamayı, dava açması
gerekmiyor mu? Bekliyoruz.