Bir ülkede yaşayanların inancı, siyasi görüşü, ideolojileri ve
düşüncelerinin değişik olması normaldir. Fakat farklı görüşlere
sahip olanların şiddete başvurması, o ülkenin bölünmesi ve
yıkılışının işaretidir. Osmanlı Devletinde, Tanzimat’a kadar farklı
düşünceler ve halk arasında bölünme yoktu. Osmanlının uzun ömürlü
oluşunun temelinde “Adalet” gibi halkın birlik ve bütünlüğü önemli
yer tutuyor.
Balkanlar’da 600 yıllık hâkimiyetimizi 6 aylık Balkan Savaşında
kaybetmemiz; ordu başta olmak üzere devletin temelini meydana
getiren kurumlardaki bölünmedir. Aslında Siyonizm yani Yahudi'nin
dünya hâkimiyeti için dünyada savaş, iç savaş, terör ve her türlü
fitnenin gerçek suçlusu ABD’dir. Nereye girse orası perişan oluyor.
Orada gözyaşı ve kan bitmiyor. Dünyayı karıştıran ABD kendisinin
çöküşünü hazırlamaktadır. Virginia’da başlayan ırkçı bölünme ülke
geneline sıçramıştır. Farklı görüşler çatışmaktadır. Bu temelde
çatlaklar meydana getirir ve bu çatlaklar yıkılmaya kadar
gidebilir. ABD’deki bu bölünme Trump’ın eseridir. Seçim
kampanyasında ve sonrasında ırkçı davrandı.
Trump'ın New York’u ziyareti öncesi halk "Trump’a hayır, faşizme
hayır" protestosu ile gösteri yaptı. Almanya başta olmak üzere
Avrupa’daki ırkçı siyaset Trump’ın tavrından güç aldılar. ABD
ekonomisi giderek çöküyor. Geçmişte refah ülkesi olan ABD giderek
fakirleşiyor. Hava kuvvetlerinde pilot ve teknisyen sıkıntısı
vardır. ABD Genelkurmay Başkanı “Pentagon gereken finansmanı
düzenli alamazsa 5 yıl sonra yurt dışında ABD askeri kalmaz!..”
ikazını yapıyor.
ABD iktidarına Trump gelince ABD-Rusya, ABD-Çin ve ABD-Kuzey Kore
arasında gerginlik yaşanmaktadır. Tabii bu arada PYD-YPG yapılarına
aşırı silah yardımı sebebiyle Türkiye ile de arası gergindir.
ABD Türkiye’ye karşı ilan edilmemiş postmodern savaş açmıştır. Ve
Suriye kuzeyinde yeni bir savaşın hazırlığı içindedir. Türkiye
Fırat Kalkanı ile bazı bölgeleri ihya ederken ABD imha etmektedir.
Ve Suriyelileri katlediyor.
Türkiye bölgesel güvenliği için; Suriye, Irak, Katar ve Somali’de
asker bulundurmaktadır. Bu durum ABD ve AB’yi huzursuz ediyor.
Lozan ile Türkiye sınırları içine hapsedilmiş ve ayaklarına “Yurtta
sulh, cihanda sulh” prangası takılmıştır. Erdoğan bu prangayı
kırmıştır.