15 Temmuz gecesi şehit, gazi ve mücahitlerin en önemli özelliği
kalbleri gibi bilekleri de Allahü tealaya teslim olmasıydı. Elinde
sadece bayrak vardı. Bazısında o da yoktu. Hainlerin hezimete
uğrayacağına kesin inanmıştı. Ve bazı darbeci hainlere bunu açıkça
ifade ediyorlardı. İçlerinden biri “Siz gideceksiniz. Ben görürüm
ya da görmem ama siz yenileceksiniz” sözleri imanlarının tezahürü
idi. Hainlerin halka dağılın evlerinize gidin sözlerine “Biz şehid
olmaya geldik” diye haykırdılar. Bu senaryo değil o gecenin
kahramanlarından Safiye Bayat’ın ifadesidir.
AK Parti eski milletvekili ve eski TBMM Başkanı ve o gece
direnenlerden Cemil Çiçek: “FETÖ postmodern zındık bir
harekettir...”
Şehitlerin hepsini milletimiz (inancı, kökeni, siyasi görüşü ne
olursa olsun) kucakladığı gibi şehitlerimiz de herkesi
kucaklamaktadır. Genelkurmay’da şehit düşen Yasin Naci Ayaroğlu’nun
babası: "Oğlumun şehit olacağını bilseydim, yine de gitme demezdim.
Bu ihaneti asla unutmayacağız” demiştir.
15 Temmuz gecesi babası ve eşini şehit veren, kendisi de hainlere
direnirken köprüden düşerek ağır yaralanan gazi Ülkü Sayın: “Keşke
bana da şehitlik nasip olsaydı...”
Şehitler için 81 ilde mevlüt okutulmuştur. Bu destan millet olma
şuurunu yeniden verdi. Darbecilere verilen emir “Acımak yok yoksa
acınacak hâle düşersiniz” idi.