Birinci bölümde de kısmen temas ettiğimiz gibi, Ali Şükrü Bey
Cinayetinin (27 Mart 1923) “Lozan meselesi”yle doğrudan bir
münasebeti var.
Zira, I. ve II. Lozan Konferansları arasındaki süre içinde Millet
Meclisinde bu konu hakkında yapılan “Gizli Celseler”de, çok
hararetli tartışmalar yaşandı.
Bu ateşli tartışmalar, I. Grubun başında bulunan M. Kemal ve İsmet Paşa ile II. Grubun başında bulunan Trabzon Mebusu Ali Şükrü ve Erzurum Mebusu Hüseyin Avni arasında cereyan ediyordu.
II. Grubun liderlerinden bilhassa Ali Şükrü Bey, söz konusu Meclis oturumlarında adeta haykırarak şunları söylüyordu: “Evvelâ, İsmet Paşa hariciyeci değildir. Dolayısıyla, diplomasiden anlamaz. Lozan'da acemice işler yapıyor. Orada başka adamlarla (Hayim Naum gibi) samimî olup onlarla çalışıyor. Böylelikle, TBMM'nin kendisine verdiği selâhiyet sınırlarının dışına çıkarak müzakereleri sürdürüyor. Nitekim, Lozan'da devam eden müzakereler hakkında Millet Meclisi’ne verdiği resmî bilgiler ile dış kaynaklı haberler arasında büyük tenakuzlar, çelişkiler var. Burada Mehmetçiğin kanıyla kazanılmış olan bir zaferi, Lozan’a gidip masa başında ucuza satmaya hakkınız yok.” (TBMM Gizli Celse Zabıtları)
“İslâm terk edilecek...”