Leyla İpekçi Yeni Şafak Gazetesi

“Neye bakar isen kendi yüzündür!”

İşte yine bahar cilveleniyor pencerenin ötesinde. Bir tanksavar çevikliğiyle püskürtüyorum bütün nefret bombalarını üzerime atılan. Beni sev. Arayacağım dediğinde ara. Şunu yapacağım...

07 Nisan 2018 | 98 okunma

İşte yine bahar cilveleniyor pencerenin ötesinde. Bir tanksavar çevikliğiyle püskürtüyorum bütün nefret bombalarını üzerime atılan. Beni sev. Arayacağım dediğinde ara. Şunu yapacağım dediğinde hakkını ver. Çünkü kendine verdiğin kıymetim ben.

Senin yüzün neden böylesine güzel söyleyeyim mi; içinde benim de yüzüm olduğundan! Bunu bilmiyordum sevmezden önce. Sana bakan gözlerimden içeri bir güzel var. Onu gör artık benim yüzümde. An içinde sır olalım birbirimizin yüzünde. Bakan da bakılan da bakış olsun.

Öylesine usandım ki benliğimden. Artık onu hamal gibi sırtımda taşımaktan yoruldum. Yükü kendi benliği olan birinin en büyük savaşı sevmek değilse ne? Yeryüzünün bütün savaşları sevememekten çıkıyor.

Sen ise durmadan nefret ediyorsun. Nefretle attığın her bomba, benliğini büyütüyor. Kendinsin yakıt olan bu ateşe. Ama bak bir de bahar alevleri var. Dallar beyaz pembe çiçekleniyor, tatlı bir üflemeyle esen rüzgar, bahçede açmakta olan güllerin lalelerin sırrından kokular taşıyor burnuma. Ateşe durmuş tabiat.

Çiçekler, beyaz pembe zerreler, mis kokular, şırıltılar hışırtılar hep sana bana bir şey söylüyor. Bizimle konuşuyor eşya. Emin ol, sana ettiğim şu niyazdan farklı değil: Sev! Alev alev!

***

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bu mecradaki son yazı 22 Haziran 2019 | 301 Okunma İstanbul’dan Elmalı’ya beldeleri merkez yapan nefes! 18 Haziran 2019 | 138 Okunma Öğrenmenin önündeki en büyük engel: Benlik kibri 15 Haziran 2019 | 256 Okunma Siyaset meydanı da ‘akleden kalb’e dahil 11 Haziran 2019 | 62 Okunma Birlikte geçilen kapılar, tek başına girilemeyen odalar 08 Haziran 2019 | 150 Okunma