Saatler akıp gidiyor. Hayat o kadar hızlandı ki yakında
dakikalarla çağ atlamaya başlayacaksın. Saniyelerin içine asırlar
sığacak. Az kaldı. Elli bin yılın bir güne denk gelişinin ne
olduğunu, zamanın dönüp dolaşıp göklerin ilk yaratıldığı güne
dönmesini seyrettikçe anlıyorsun, anlayacaksın.
Her solukta ölüyor diriliyorsun. Her solukta zaman dönüp dolaşıyor,
başlangıçlarla sonları ucundan bağlıyor. Tıpkı geceden gündüzün
çıkması gibi...iç içe... Hem her şey aynı hem her şey biricik. Her
gün batımı farklı, her gün başka türlü doğuyor güneş. Ama içinden
biliyorsun ki hepsi bir bütüne dahil.
Sen de öylesin. Bir yanıyla alem sende içkin, bir nefesinle onu
dalgalandırmaya adaysın. Bir nefesi içine çeker gibi tüm alemi
yutabilmeye adaysın. Oysa bir ters sözü dahi yutamıyor, tahammül
edemiyorsun.
Herkesi kendi bakışına uydurma derdindesin. Senin doğru
bildiklerine uymalı etrafındakiler. Senin istediğin gibi
olduklarında haklılığın kanıtlanmış olacak. Öylesine benlik
yüklemişsin kendine. Ben ben bitmiyor!