Cengiz Ünder ile Mahmut'un sakatlığı sonucu yaşanan zorunlu
kadro değişikliği Millilerin Fransa önünde mükemmel işleyen oyun
ritmini bozdu. Şenol Hoca'nın Ozan- Hakan tercihi duygusaldı. Ozan
Tufan kısıtlı tekniğiyle Mahmut'un rolünü üstlenemedi ve çok top
kaybı yaptı. Ozan'ın oyunda kalması akıl tutulmasıydı. Oyunu
kurmaya gelen olmayınca Merih-Kaan ikilisi geriden topu oyuna
sokmakta zorlandı. Şenol Hoca, Hakan Çalhanoğlu'nu sola monte edip,
Kenan Karaman'ı sağa çekince kanatlar çalışmadı. Sert ve isabetli
şut atma becerisi yüksek Çalhanoğlu, Milan'daki gibi forvet
arkasında görev yapsaydı verimli olurdu.
Fransa maçının çalışkanı ve top çalanı Burak'la iyi ikili olan
Kenan da sağ kanatta kayboldu. İzlanda topu kullanmayı bize bırakıp
alan savunması yaparak oyun kurmamızı engelledi ve kontratakları
kovaladı.
Dağınıklık yaşayan Millilerimiz duran topları en önemli silah
olarak kullanan İzlanda'dan iki kolay kafa golü yedi. Fransa
maçında savunmayı hücumdan başlatmıştık. Bu anlayış 2-0 geriye
düştükten sonra aklımıza geldi.
İzlanda'ya baskı kurduk ve İrfan'ın kornerinde Dorukhan'ın mükemmel
kafa vuruşu ile attığı gol umudumuzu yeşertti. Çalhanoğlu ile
İrfan'ın oyundayken Kenan'ın çıkıp Yusuf'un girmesi biraz
fanteziydi.
Oysa Yusuf-Abdülkadir ikilisi "Cengiz-Mahmut" modelinin aynısıydı
ve ilk on birde başlamalıydı. Milli Takım'ın sorunu hızlı hücum
edememekti.
Yusuf orta alanı topladı.
Oyuna geç giren Abdülkadir Ömür çabukluğu ve dikine top taşımasıyla
Milli Takım'a hücumda hareketlilik kazandırdı. Bu İzlanda'ya
yenilmemeliydik.
Yanlış on birle başlamanın faturasını kaybederek ödedik.