Montella, futbolcular tarafından çok seviliyor
çünkü onların suyuna göre hareket ediyor, nabızlarına göre şerbet
veriyor. Ancak her maç bu anlayışla kazanılamaz, rakibe göre bir
oyun planı belirlemek gerekir. Konya'daki hezimetin baş sorumlusu
Montella oldu. Futbolda, "Ben bildiğimi oynarım,
rakip nasıl oynarsa oynasın" anlayışı olamaz. Yine
Konya'da Şenol Güneş yönetimindeki milli takım, Fransa'ya karşı
2-0'lık gövdeli galibiyet aldı. Mbappe ve Griezmann gibi hızlı
oyunculara karşı geniş alan vermeden, kompakt futbol ile önce
rakibi durdurduk, kontrataklarla Fransa'yı avladık. İspanya gibi
'tiki taka'nın mimarı bir ekibe karşı fütursuzca
geniş alanda oynamayı planlamanın bedeli bize ağır oldu,
psikolojimize dokunacak bir skorla yenildik. Portekiz, İspanya'ya
karşı Haziran ayındaki final maçında geniş alan bırakmadı. Yamal
adım bile atamadı. Maç penaltılara gitti, 40 yaşındaki Ronaldolu
Portekiz şampiyon oldu. Eğer biz de Fransa'ya karşı oynadığımız
kompakt futbolun yanı sıra Portekiz modelini tercih etseydik
kesinlikle kaybetmezdik. İspanyollar, isteseydi skoru 6-0'da
bırakmaz, çok daha ağır hezimet yaşatırdı....
Gazete Oku Mobil Uygulama
Uygulamadan Takip Edin.