Kur’an’ın zahrı- batnı- haddi ve matlaı
Latif Erdoğan
“Sizin en hayırlınız, Kuran’ı öğrenen ve öğretendir”, buyuruyor Peygamberimiz, Efendimiz. Kur’an’ı öğrenmek bir vazife olduğu gibi öğrendiği Kur’an’ı başkasına öğretmek de bir vazifedir.
Kur’an okumayı öğrenmek ve Kur’an okumayı öğretmek bu vazifelerden biridir. Fakat Kur’an’ı öğrenmekte sadece okuma noktasında kalmak eksiktir, Kur’an en yüce ve yüksek bir ilim olarak talim ve tedris edilmelidir.
Kur’an ilminden istifade etmenin mertebeleri de bir başka hadisi şerifte şöyle beyana kavuşur: “Her bir ayetin zahrı, batnı, haddi ve matlaı vardır.”
Zahir, lügatte, açık olan şey demektir. Bir şeyin görünen kısmına, dış yüzüne, üst kısmına “zahir” denir. Batın ise, zahirin zıddı olup kapalı, gizli, herhangi bir şeyin iç kısmı demektir. Had, sınır anlamındadır.