Kerem Alkin Sabah Gazetesi

Türkiye’li veya Türkiye’siz AB’nin geleceği

Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) nezdindeki iş dünyası sivil toplum kuruluşlarının birlikte gerçekleştirdikleri toplantı ve zirvelerde, uzun zamandır Türkiye-AB beraberliğinin her iki tarafın menfaatine, 'kazan-kazan' bir...

26 Mart 2018 | 213 okunma

Türkiye ve Avrupa Birliği (AB) nezdindeki iş dünyası sivil toplum kuruluşlarının birlikte gerçekleştirdikleri toplantı ve zirvelerde, uzun zamandır Türkiye-AB beraberliğinin her iki tarafın menfaatine, 'kazan-kazan' bir ilişki olduğu vurgulanmakta.
Bu nedenle, bugün Varna'da gerçekleşecek ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AB Konseyi Başkanı Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Juncker'le de bir araya geleceği Türkiye-AB Zirvesi'nden çıkacak sonuçlara, liderlerin verecekleri mesajlara Türk ve AB iş dünyası hayli önem vermekte. AB liderlerinin 'diyalog devam etmeli' mesajları ise, Türkiye cephesinde 'kabak tadı' vermiş durumda. Türkiye'nin mülteciler meselesi başta olmak üzere, pek çok konuda bugüne kadar attığı yapıcı adımlara doğru dürüst karşılık veremeyen AB tarafına, Türkiye 'diyalog, diyalog.
İyi de diyalog çağrısı da bir yere kadar. Artık, AB'nin somut adım atması gerekiyor' demekte.
Tam üyelik müzakerelerinin hızlanması ve yeni başlıkların açılması, vize serbestliği ve Gümrük Birliği'nin modernizasyonu süreçleri Türkiye'nin somut adım görmek istediği alanlar. İşin ilginç yanı, AB'nin bir anlamda cumhurbaşkanı sayılabilecek AB Konseyi Başkanı Tusk'ın AB açısından önemli risk, tehdit başlıkları olarak ifade ettiği 'Çin'in küresel sistemde artan iddiası ve Güney Çin Denizi gerginliği', 'Rusya'nın komşularını da tehdit eden ve Avrupa'ya uzanan agresifliği' ve 'Ortadoğu ve Afrika'da tırmanan savaş, terör ve anarşi' başlıkları, AB'nin Türkiye'yle 'diyalogu sürdürme'nin çok ötesine geçecek, derinleştirilmiş, zenginleştirilmiş bir ekonomik, ticari, askeri ve siyasi ilişkiler bütünü oluşturmasını gerektirmekte. ABD ile AB arasında 'ticaret savaşları' üzerinden tırmanan gerginlik ve ABD'nin 'agresif' tutumu nedeniyle giderek fonksiyonlarını yitirmekte olan bir NATO, AB'nin bugün ve ge...

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
‘Neoliberal Kapitalizm’ ve Küresel Sıkışma 03 Mayıs 2024 | 163 Okunma Küresel emtiaların gelecek 10 yılı 01 Mayıs 2024 | 97 Okunma IMF: Verimlilik odaklı reformlar hızlandırılmalı 29 Nisan 2024 | 72 Okunma Batının ‘mükemmeliyetçilik’ sendromu 26 Nisan 2024 | 73 Okunma Küresel ticarette ‘jeoekonomik parçalanma’ 24 Nisan 2024 | 66 Okunma