21. Yüzyıl, başlangıcında, insanoğlu için pek çok sorunun çözüme
kavuşacağı, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılacak,
dünyanın her yerinde açlığı, yoksulluğu geride bırakacak atılımlara
imza atılan bir 'Akıl Çağı'nın
yaşanacağı bir yüzyıl olarak öngörülmüştü. Geride bıraktığımız 22
yılda yaşananlar, Kuzey Yarımküre ile Güney Yarımküre arasındaki
dengesizlikler, haksızlıklar, daha da ağır olanı, bencillikler,
önde gelen ülkelerin göz göre yaptıkları hatalar, kötülükler
insanlığı bir 'Belirsizlik Çağı'nın içine
hapsetmiş durumda. Ne acıdır ki, küresel güç merkezleri söz konusu
'karanlığı' dağıtacak çözümlere odaklanmak yerine,
yine hangi ülke 'karanlığın' neresinde saf tutuyor, onun
peşindeler.
Tüm bu zorlu ve amansız bir mücadeleyi gerektiren tablonun
ortasında, bir lider, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ülkesini dünyanın her
yerine demokrasi, barış, refah götürecek bir devrime imza atarak,
'Türkiye Yüzyılı' ile Avrasya'yı
kalıcı bir istikrara, parlak bir geleceğe taşıyacak köklü, kapsamlı
bir vizyona ve atılacak adımların detaylı bir şekilde tanımlandığı
bir misyona odaklamış...