'Kovid-19' küresel virüs salgınının dünya ekonomisinin önde
gelen aktörlerine öğrettiği en temel husus, bundan sonra piyasa ve
ticarette 'kesin kurallar'ın mümkün olmadığı gerçeği. 1990'lı
yılların sonlarından bu yana Stiglitz, Krugman
gibi iktisat alanında saygın isimlerce 'ana akım'
olarak bilinen neoliberal ortodoks
yaklaşım detaylı bir şekilde
sorgulanmakta. Ekonominin üretim ve ticaret kanadı ile finans
kanadı arasındaki ilişki setini de, piyasaların işleyiş
mekanizmasını 'dogma'larla,
'ezber'lerle kabul eden neoliberal ortodoks
anlayış, 1929 büyük buhranına
sebep olması sonrasında, dünya ekonomisine ikinci bir şoku da
2008 küresel finans krizinde
yaşattı. Bu durum, ekonomi eğitimini de, rijit bir doktrin olarak
neoklasik ve neoliberal görüşün öğretilerinin dayatılması
nedeniyle, yeni nesil için daha sıkıcı hale getirmiş durumda.
Neoliberal ortodoks yaklaşımın en önemli hendikaplarından birisi,
bir 'gelişmiş ekonomi'
yaklaşımı olması. Bu nedenle...