Başkan Trump, uzunca bir dönem iş dünyasında edindiği müzakere
tecrübesini, başkanlık döneminde küresel ticaret savaşlarına
doğrudan taşımış durumda. Bu yaklaşım, sadece ABD'nin ikili
ilişkilerini değil, aynı zamanda Dünya Ticaret Örgütü
(DTÖ) öncülüğündeki çok taraflı sistemin
sürdürülebilirliğini de ciddi şekilde tehdit ediyor.
Başkan Trump, gerek birinci, esas ikinci başkanlık döneminde, bir
müzakere tekniği olarak, öngörülemezliğini
bilinçli şekilde stratejiye dönüştürmüş durumda. Ticaret hukukunu
bir güç oyununa çevirdiğini; kurumsal düzen yerine bireysel lider
diplomasisini müzakere tekniğinin ortasına yerleştirmiş durumda.
Başkan Trump'ın ticaret politikasının merkezinde belirsizlik
yaratma taktiği yer alıyor.
Müzakere ettiği ülkelere dair ne zaman, hangi sektörde, ne düzeyde
bir tarifeyle karşılaşacaklarının öngörülemez olması, onun masadaki
gücünü artırıyor. 'Karşı tarafı şaşırt, korkut, sonra geri adım at,
sonra tekrar tehdit et' mantığı, Trump'ın stratejik öngörülemezlik
(strategic unpredictability)
olarak adlandırılan yönteminin temel taşı. Bu yöntem, Çin'den
Avrupa Birliği'ne...