Kerem Alkin Sabah Gazetesi

TCMB şu an faiz indirmemeli

Yüzde 6.95 ile 7.35 arası öngördüğümüz 2. çeyrek GSYH büyüme verisi yüzde 5.1 geldi. Sanayi üretimi ile sanayinin ürettiği katma değer arasındaki ilişki, yeni GSYH hesaplama metodu ile artık...

13 Eylül 2017 | 114 okunma

Yüzde 6.95 ile 7.35 arası öngördüğümüz 2. çeyrek GSYH büyüme verisi yüzde 5.1 geldi. Sanayi üretimi ile sanayinin ürettiği katma değer arasındaki ilişki, yeni GSYH hesaplama metodu ile artık bizim anladığımız haliyle işlemiyor. Bu nedenle, 2015, 2016 ve bilhassa 2017'nin 1. çeyrek büyüme verilerini birlikte ele alarak yaptığımız tahmin tutmadı. Bununla birlikte, açıklanan temmuz ayı sanayi üretim verisi ve öncü göstergeler, 2. çeyrekte tutturamamış olsak da, yüzde 7 civarındaki büyüme öngörümüzü 3. çeyreğe taşımamızın anlamlı olacağını gösteriyor. Bu durumda, Hükümet'in 2017 için yüzde 4.4 düzeyindeki büyüme hedefinin rahatlıkla yakalanacağını şimdiden söyleyebiliriz. Ancak, 3. çeyrek için büyüme tahminleri şimdiden iddialı olsa da, ekonomistlerin ve iş dünyasının 4. çeyrek büyümesiyle ilgili telaşı da erkenden başladı. Tedbir alınmaması halinde, 4. çeyrekte büyümenin çok düşük gelebileceğine dair bir öngörü telaşı gözlemlenmekte. Tedbirler de, doğal olarak, çeşitli sektörlere sağlanan vergi avantajının yıl sonuna kadar uzatılmasıyla başlıyor.
Sonrasında, Kredi Garanti Fonu'nun (KGF) imkânlarının artırılması, reel sektöre yeniden kaynak aktarılması ve kredi maliyetlerinin düşürülmesi adına, TCMB'nin bir an önce faiz indirmesi gerektiğine yönelik çeşitli görüşlerin dile getirildiğini gözlemliyoruz. Bu noktada, önceliklerin birbirine karışmaması adına, gıda ve temel mal-hizmet fiyatlarının bir türlü sakinleşmemesinden kaynaklanan enflasyon baskısını bir an önce azaltacak yapısal tedbirlerin gerekliliğinin, TCMB'nin faiz indiriminden daha önemli olduğunu vurgulamam gerekir. Türkiye'nin önümüzdeki 3-4 ay için önceliği, inanın, işsizlikten çok daha kritik bir konu olarak enflasyonun seyri. Yıl sonuna kadar yıllık enflasyonu, başarabilirsek, yüzde 8 ve altına çekecek ciddi bir hamle, faizlerin de en az 2-2.5 puan düşmesini sağlayacaktır. Bu da, kredi maliyetlerinin düşmesine bağlı olarak, büyümeyi olumlu yönde destekleyecektir.
TCMB uzmanlarının hesaplamaları, TL'nin dolar-euro sepet kura her yüzde 10'luk değer kaybının, 2 yıllık bir birikimle, enflasyonu 1.7 puan artırdığını gösteriyor. TL 2015'te yüzde 12.5, 2016'da yüzde 11, 2017'de ise yüzde 20 değer kaybetmiş. Enflasyon bu kadar yüksek seyrederken, TCMB'nın sıkı para politikası, TL'nin değer kazanmasıyla da, enflasyonla mücadeleye destek oluyor. Sepet kurun gerilemesi için, döviz üzerindeki para politikası basıncının devam etmesi gerekiyor. Aman, kasım ayına kadar TCMB'nin faiz indirmesi konusunda acele etmeyelim.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Küresel Gelecek ve ‘Enerji Verimliliği’ 06 Mayıs 2024 | 33 Okunma ‘Neoliberal Kapitalizm’ ve Küresel Sıkışma 03 Mayıs 2024 | 428 Okunma Küresel emtiaların gelecek 10 yılı 01 Mayıs 2024 | 97 Okunma IMF: Verimlilik odaklı reformlar hızlandırılmalı 29 Nisan 2024 | 73 Okunma Batının ‘mükemmeliyetçilik’ sendromu 26 Nisan 2024 | 73 Okunma