Gazetemizin yazarları, Kuzey- Kuzey İttifakı ile Güney-Güney
İttifakı arasında tırmanan küresel rekabeti, bu rekabetin
tetiklediği terör kurgusunu, Türkiye'nin bu küresel savaştaki
kritik önemdeki konumunu, Türkiye'nin 'oyun kurucu' gücünü içeriden
ve dışarıdan baltalamaya çalışanları, hainlikleri, operasyonları,
Türkiye'nin karşı önlem ve hamlelerini tüm detaylarıyla sizlerle
paylaşmaktalar.
Türkiye'yi Avrasya'da etkili bir ülke kılan tüm kültürel,
sosyo-politik zenginliğimize, ekonomik gücümüze yönelik hainlik ve
operasyonları 'akıl' dolu stratejilerle bertaraf ediyoruz,
edeceğiz.
Bu noktada, Türkiye'nin elindeki stratejik imkânlardan biri de
tarımsal üretimi ve su kaynakları. 9.5 milyara giden dünya
nüfusunun doyurulması ve temiz su kaynaklarına duyulan ihtiyaç,
Türkiye'nin izleyeceği 'yeni nesil' tarım ve su programları ve
25-30 yıllık dinamik planlama ile, ekonomimize milyarlarca dolarlık
katma değer sağlayabilir.
Türkiye'nin tarıma elverişli topraklarını koruması, geliştirmesi,
tarımsal üretimde verimliliği artırması, tarımsal sulamada
kullanılan kanalların 'açık kanal'dan 'kapalı kanal'a
dönüştürülmesi, önümüzdeki 25 yıl kurulacak barajlar ve havzalar
arası su transferi sağlayacak mega projeler, Türkiye'yi dünyanın
gıda ihtiyacının karşılanmasında en önemli ekonomilerden biri
haline getirebilir.
Bu konu o kadar kritik önemde ki, Birleşmiş Milletler'in 'Küresel
Arazi Görünümü' başlıklı son raporu, dünyadaki arazilerin üçte
birinin mevcut, kullanılan tarımsal üretim tekniklerinin sebep
olduğu sıkıntılar ve hatalar nedeniyle aşırı derecede aşındığını
ortaya koymakta. Bunun anlamı, verimsizleşen topraklar nedeniyle,
milyonlarca insanın açlık, yoksulluk ve çatışma riskiyle karşı
karşıya olduğu gerçeği.