Ekonomi yönetimimiz ve Cumhurbaşkanlığı ekonomi
başdanışmanlarımıza yazının hemen başında bir çağrıda bulunmak
istiyorum: "Türkiye Ekonomisi sinsi bir operasyonla 'stagflasyon'
tuzağına çekiliyor." Stagflasyon, ülke ekonomisinin yükselen
enflasyon ve yükselen işsizlik sorunlarını ağır bir ekonomik
durgunlukla birlikte yaşadığı hayli sıkıntılı bir süreçtir.
1970'lerde, petrol krizlerinin etkisiyle, başta ABD, gelişmiş
ekonomileri etkisi altına almış; 80'li ve 90'lı yıllarda zaman
zaman Latin Amerika ülkelerinde gözlemlenmiş; Türkiye'nin de kısa
süreli olarak etkisi altında kaldığı bir ekonomik konjonktürdür.
Gelişmiş ekonomilerin stagflasyon belasıyla karşı karşıya
kalmalarının en önemli gerekçesi, 'maliyet enflasyonu' bazlı
süreçte, fiyatlardaki istikrarsızlığın gerekçesi iyi analiz
edilmeden, merkez bankalarının sert faiz artışları ve para
politikasını sıkılaştırarak, yanlış tedaviyle, büsbütün ülke
ekonomilerini ağır bir durgunluğa sürüklemeleriydi.
Üzülerek söylemem gerekir ki, bugün bankalarda uzman olarak görev
yapan, üniversitelerimizde akademik hizmet veren kimi ekonomistler,
iktisat literatürüne girmiş bir konuda, Türkiye 'maliyet
enflasyonu' süreci yaşarken, TCMB'nin 'acilen' ve 'etkili' faiz
artışları gerçekleştirmesi gerektiğini ısrarla savunarak,
Türkiye'yi 'stagflasyon'a sürükleyecek bir çağrıda bulunuyorlar.
Acıdır, sırf iktidara muhalif olma güdüsü, AK Parti'nin siyaseten
'intihar' etmesi anlamına gelebilecek marjinalleştirilmiş, absürt
'piyasaya müdahale' dedikodularına prim verilen, TCMB'nin faiz
artışlarının Türkiye ekonomisini 'stagflasyon'a sürükleyecek büyük
bir risk oluşturduğunun algılanamadığı bir körleşmeye dönüşmüş
durumda. İşte tam bu noktada, reel sektör ve finans piyasalarındaki
kimi iş insanlarının ve profesyonellerin 'körleşmiş' algılarını,
tutumlarını besleyecek "Türkiye Ekonomisi'nin aşırı ısındığına"
dair manipülatif kaygıların uluslararası ekonomi medyasınca öne
çıkarıldığını gözlemliyoruz.
Financial Times'da yayınlanan 'Türkiye Ekonomisi'nde hızlı
büyümeyle ilgili uyarılar, aşırı ısınma' temalı yazı, tam da bu
amaca yönelik. TCMB'nin bağımsızlığına yönelik tartışmaları,
ekonominin aşırı ısındığına dair iddiaları gündeme getiren yazı,
'TCMB faiz artırmalı' demeye getirerek, Türkiye Ekonomisi'ni
'stagflasyon'a sürükleyecek hayli tehlikeli bir analiz paylaşıyor.
Türkiye, yüksek büyüme ile yüksek vergi gelirine dayalı bir mali
disiplin sürecini yönetmekte ve işsizliğin artmasını engellemekte.
Piyasalar şunu bilmeli: 'Ekonomi literatüründe ezbere bilinen
hataları atlayıp, bu manipülatif çağrılara prim verirseniz, Türkiye
Ekonomisi'ni yüksek enflasyonla birlikte, yüksek işsizlik, yüksek
bütçe açığı ve ağır durgunluğa sürüklersiniz.' Türkiye'yi bu tuzağa
düşürecek miyiz?