Türkiye'nin 'iklim değişikliği'ni, 'hijyenik ve
güvenilir marka' konseptini, 'AB yeşil mutabakatı'nı,
'sıfır atık' stratejisini ve 'ithalata bağımlılığı
sıfırlama' hedefini gözeten üretim ve ihracat süreci, geleceğe
yönelik iddialı hedefler, reel sektör ekosistemine de
'katma değerli ekonomi' olarak
dönüyor. Bu kavramlar bütünün en önemli anlamı, Türkiye'nin
'obez', 'sağlıksız' bir GSYH büyümesi değil; artık
bütünüyle 'sağlıklı' ve
'sürdürülebilir' bir 'yüksek katma
değerli' büyüme sürecine odaklandığının tescili. Nitekim, bu
başarılı odaklanma süreci, Türkiye'nin 'Kovid-19' küresel virüs
salgınında daha da tescillenmiş olan 'güvenilir liman tedarikçi
ülke' algısıyla birlikte, 2021 yılı ihracatımızı 200 milyar
dolar ile, 2 yıl sonrasının hedefinin dahi üstüne taşımış
durumda.
Bir hafta sonra, yine bu köşede, Türkiye'nin bu yılın 2. çeyreğine
yönelik GSYH büyüme verisi tahminimizi de paylaşacağız. Şimdiden,
tarihi bir rekora kendimizi hazırlayalım. Bu rekor oranı salt,
2020'nin 2. çeyreğinde tüm dünya ekonomisinin olumsuz...