Birleşmiş Milletler Malum, bitirdiğimiz hafta Uluslararası Para
Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nın yıllardır ortaklaşa yürüttükleri
yıllık toplantıların 'bahar dönemi' ayağının Washington'da
gerçekleştirildiği haftaydı. Doğal olarak, uluslararası ekonomi ve
finans çevrelerinin gözü ve kulağı IMF ve Dünya Bankası üst düzey
yetkililerinden gelecek açıklamalara ve yayınlanan raporlardaki
detaylara odaklanmış durumda. Bu nedenle, IMF'in 'kıyamet döngüsü'
uyarası doğal olarak hayli ilgi çekti. Bu ifadeden kast edilen,
olası bir küresel bankacılık krizi ile birlikte, küresel ölçekte
bir kamu borcu krizinin de birlikte yaşanması anlamına geliyor.
Çünkü, başta ABD, kim önde gelen AB ülkeleri, Birleşik Krallık,
Brezilya, hatta Çin'in dahi, bilhassa kamu borcunun milli gelire
oranında, önümüzdeki 5 yıl, katlanan bir 'sarmal'a
girebileceklerine dair endişeler daha sık dillendirilmekte.
Bu nedenle, ABD Merkez Bankası (FED) ve Avrupa Merkez Bankası (ECB)
gibi önde gelen merkez bankalarının, bilhassa 'çekirdek
enflasyon'daki yapışkanlığı bertaraf etmek adına, para politikasını
sıkılaştırmayı sürdürmeleri, bu nedenle para politikası faiz
hadlerini yükseltmeleri, IMF'in işaret ettiği 'kıyamet...