Kerem Alkin Sabah Gazetesi

‘IMF’ baskısının perde arkası

1860'tan bu yana süregelen 'asimetrik düzen'in kontrolünde yürütülen 'küresel faiz kıskacı', 'asimetrik düzen'in patronajlığını yürüten 'Anglo- Sakson Sistem'e üç önemli alanda küresel...

29 Ağustos 2018 | 5.398 okunma

1860'tan bu yana süregelen 'asimetrik düzen'in kontrolünde yürütülen 'küresel faiz kıskacı', 'asimetrik düzen'in patronajlığını yürüten 'Anglo- Sakson Sistem'e üç önemli alanda küresel kaynakların akmasını sağlamakta.
Birinci alan küresel tasarrufların ağırlıklı olarak dolar ve bir ölçüde sterlinde yoğunlaşmasını sağlayarak, dünya finans sisteminin kontrolü. İkincisi, önde gelen gelişmiş ve gelişmekte olan ülke finans ve finans dışı kurumlarının ağırlıklı olarak dolar cinsinden borçlanmalarının, ABD Doları'na olan bağımlılığın güçlendirilmesi.
Üçüncüsü, küresel ekonomik sistemde öne çıkan ekonomilerin IMF, Dünya Bankası, OECD, DTÖ gibi kuruluşlar aracılığıyla, yerel ekonomilerini uluslararası sermaye hareketlerine, yerel paralarını serbest dalgalanmaya ve serbest ticarete açık hale getirmelerinin özendirilmesi.
Böylece, ABD Doları'na bağımlı, uluslar üstü şirketlerin her daim ucuz işgücü, ucuz enerji, ucuz hammadde bulabildiği; önde gelen gelişmekte olan ülkelerin birbirleri aleyhine sürekli fiyat kırarak, bir birim ihracattan daha düşük katma değer elde ettikleri, dolar likiditesine ihtiyacın sürekli arttığı, uluslararası derecelendirme kuruluşları - uluslararası finans kuruluşları - IMF kıskacında, ülkelerin önce 'pohpohlandığı', ardından 'borçlanmaya' teşvik edildiği, ardından 'krize sürüklendiklerinin' iddia edildiği, son noktada da krizden çıkmak için tekrar 'ağır faiz' yüküyle yeniden borçlandırıldıkları sayısız acı örnek. Arjantin, İzlanda, İrlanda, Ekvador, Yunanistan 'küresel finans kıskacı'nın oyun kurucusu finansal tetikçilerle son dönemde bu süreci yaşadılar.
Brezilya, Güney Afrika, Endonezya, Venezüella aynı sürecin içine çekilmeye çalışılıyor. Arjantin IMF ile anlaşmak durumunda kaldı.
Türkiye ise, 2008 küresel finans krizi esnasında 'IMF' bazlı 'küresel kıskaç'a yeniden alınmaya çalışıldı. Bu kıskacı bertaraf ettik, ekonomik kuşatmayı yardık.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderlik vizyonuyla, 'one minute' dedik;
'Dünya 5'ten büyüktür' dedik. Türkiye milli egemenlik ve milli iradesiyle gelişmekte olan ekonomileri cesaretlendirdikçe, kendi ayakları üzerinde 'küresel finansal kuşatma'yı yardıkça, Çin, Rusya, Katar ile yeni ekonomik- ticarifinansal bir işbirliği mimarisi oluşturdukça, Türkiye'nin 'kötü' örnek olmasından giderek daha fazla nefret eder hale geldiler. Türkiye, 'IMF'siz, yerli-milli yüksek teknolojiye dayalı yeni bir kalkınma hamlesi, yeni bir ekonomik model ve tarihi bir Milli Tasarruf Seferberliği ile, 2 yıl bu süreci basiretle ve kararlılıkla yürütürse, asimetrik düzenin yıkılması sürecini hızlandıran ülke olacak. Bu nedenle, tüm uluslararası kuruluşlar ve 'tetikçiler'i üzerinden yapılan 'IMF' baskısının perde arkasını iyi okuyalım.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye Yüzyılı ve Türk Gençliği 20 Mayıs 2024 | 53 Okunma Doğrudan yatırımlara ‘jeopolitik’ gölgesi 17 Mayıs 2024 | 95 Okunma Öncelikli hedef ‘dirençli ekonomi’ olmak 15 Mayıs 2024 | 107 Okunma ‘Çevreci’ öncelikler ve madenciliğin geleceği 13 Mayıs 2024 | 70 Okunma Küresel rekabette ‘yetenek’lerin anlamı ve değeri 10 Mayıs 2024 | 33 Okunma