Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yeni 'Kabinesi'ni, yeni
'Ekonomi Yönetimi'ni, para, maliye ve direkt kontrol politikalarına
yönelik önemli bir 'kalibrasyon' süreci bekliyor. ABD'nin, en
ağırlıklı Çin olmak üzere, AB, İngiltere, Kanada ve Meksika'ya
yönelik olarak uygulamaya koyduğu, Türkiye'nin haksız yere maruz
kaldığı ticaret savaşlarına dayalı ek gümrük vergileri, küresel
ekonomide yeni bir enflasyonist baskıya sebep olacak. Eşzamanlı
olarak, ABD Merkez Bankası da (FED) para politikasını
sıkılaştırmayı sürdürmede kararlı gözüküyor. ABD Yönetimi ve FED'in
sebep olduğu küresel travma, gelişmekte olan ekonomilerden sermaye
çıkışı riskini artırmakta. Dünya ekonomisini etkisi altına alan bu
kritik başlıklar, Türkiye Ekonomisi cephesinde, 'ılımlı', yüzde 3-4
bandında bir büyümeyle, para ve maliye politikalarında makul bir
sıkılaştırmayı, ihracatı destekleyici politikaların
geliştirilmesini, zorunlu ithalat ile zorunlu olmayan ithalata
dayalı farklılaştırıcı politika setleri oluşturulmasını gerekli
kılmakta.
Türkiye gibi önde gelen gelişmekte olan ekonomileri, büyüme ve
kalkınmasını 'özkaynakları'yla finanse etmeleri gereken, ticaret
savaşlarının sebep olacağı belirsizlik ve kargaşa dönemine yönelik,
2 yıllık zor bir etap beklemekte. Bu nedenle, önde gelen tüm
gelişmekte olan ülkeler, 1960'lı yıllardan bu yana gözlemledikleri
'dönemsel' dalgalanmalarda karşılaştıkları sıkışmalardan
çıkardıkları derslerle, etkili bir 'yerel' ve 'yabancı' para 'nakit
yönetimi' modeli yürütecekler. Kamu harcamaları, önceliklerine göre
gözden geçirilecek ve hem kamu gelirlerinin, hem de kamu
harcamalarının kalitesini ve verimliliğini artırmaya yönelik
'kalibrasyon' çalışmaları hız kazanacak. Çin, Hindistan, Brezilya,
Meksika, Türkiye, Rusya, Güney Afrika, Doğu Avrupa ülkelerinin tümü
için bu adımların atıldığını birlikte gözlemleyeceğiz. Dünya
ekonomisine yön veren ülkelerin tümü, bilhassa Çin'in 'ılımlı
büyüme' tercihleri, emtia fiyatlarında kısmen gerilemeye sebep
olacak ve ABD'nin tetiklediği ticaret savaşlarının sebep olduğu
'küresel enflasyon' riskini dengeleyecek.
Bu dönemde, ABD'nin küresel ticaret savaşına Euro Bölgesi,
İngiltere, Kanada ve Çin para birimlerinin dolar karşısında değer
kaybetmesine göz yumarak, 'kur savaşı'nı da oyunun içine katarak
cevap vermeyi deneyecekler. Bu nedenle, Türk Lirası'nın dolar ve
euro karşısındaki değerini yönetmek de, ticaret savaşlarından
minimum derece de etkilenmemiz adına önemli. Ünlü yatırımcı Mark
Mobius da, Türkiye'nin ticaret savaşlarında etkilenme oranının
düşük kalacağını belirtmiş. Bu arada, nükleer anlaşmaya sadık kalan
ülkelerle bundan sonra ticaretini 'dolar' cinsinden yapmama kararı
almış İran gibi, Çin de ABD'nin yeni '200 milyar dolarlık' ek
gümrük vergisi adımına 'dolar'dan uzaklaşarak karşılık verebilir.
Bu küresel tabloyu dikkate alarak, Türkiye açısından 1.5 yıl
'ılımlı büyüme' bandına geçmek akılcı olabilir.