ABD, 1941'de devraldığı kapitalist sistemin, asimetrik düzenin
liderliği çerçevesinde, 1944'ten itibaren kendi patronajlığında
kurguladığı 'yeni liberal dünya'nın 2000'li yıllarla birlikte kendi
aleyhine çalıştığını görmesiyle, kendisinin inşa ettiği 'Atlantik'
merkezli küresel ekonomipolitik mimariyi yıkma kararı aldı. Bu
nedenle, GATT anlaşması ve devamı olan Dünya Ticaret Örgütü'nü
işlevsiz kılacak ağır bir ticaret savaşına, istediği kararlara
artık destek bulamadığı Birleşmiş Milletler bütçesine yapması
gereken ödemeleri dondurarak BM'yi parasız bırakmaya, G7 ve NATO
içinde 70 yıldır birlikte olduğu Avrupa'yla pek çok konuda
gerginliği tırmandırmaya yoğunlaşmış durumda.
ABD, Çin, Rusya ve AB ile farklı içerikte, farklı düzey ve şiddette
bir savaşa tutuşmuş gözüküyor. Latin Amerika'yla ilgili de
husumetleri söz konusu. Ve 70 yıldır kendisini pek çok konuda
yalnız bırakmamış, bir Amerikan tümenini Kuzey Kore'de yok olmaktan
kurtarmış, Soğuk Savaş döneminde Atlantik'in savunmasının,
günümüzde küresel terörle mücadelenin en etkili ülkesi olan
Türkiye'yle de ilişkileri bir daha düzelemeyecek bir seviyeye
getirmeyi göze almış bir havada, ABD 'Yıldızlar Savaşı'nı başlatmış
durumda. Evet, Türkiye 2000'li yılların yükselen 'yıldız'
ülkelerinden biri ve ABD'nin tetiklediği 'Yıldızlar Savaşı'nın da
tarafı. Bu nedenle, Rahip Brunson üzerinden yürüyen tartışmaların
anlamsız olduğunu kabullenelim. ABD, 'Yıldız Savaşları'na tutuştuğu
hiçbir ülkeyle barışmak veya orta yol bulmak istemiyor; onun
rotasına girilecek ya da ülkeler ağır bedel ödeyecekler.
Türkiye'nin kendi iç dinamiklerinden hareketle, siyasi vesayet
odakları ile sivil ve askeri bürokrasi vesayet odakları üzerinden
yürüttükleri tüm operasyonlar başarısız kalınca, son kez ekonomik
vesayet odakları üzerinden, Türkiye'yi uyarma ve/ veya cezalandırma
yoluna giriştiler.
Osmanlı Ordusu'nun dünyanın tüm saygın askeri okullarında okutulan
destansı başarılarının özü, savaş öncesi 'psikolojik hazırlık',
cephane, mühimmat ve ulaşım boyutunda 'lojistik hazırlık' ve
gerektiğinde 'son savunma' taktiğidir; yani 'hattı müdafaa' değil,
'sathı müdafaa'dır. Bakan Albayrak'ın açıkladığı 'yeni ekonomik
yapı', ekonomik savaşın 'psikolojik' ve 'lojistik' hazırlıklarına
yönelik pek çok ipucu taşıyor. Ekonomik dengelenme döneminde elde
edilecek sonuçlar, tasarrufların artırılması, daha etkin bir kamu
mali disiplin ve küçülen cari açık 'psikolojik hazırlığı'
sağlayacak. İstikrarlı büyüme koşullarının sağlanması, ekonomide
daha adaletli paylaşımla, nitelikli insan gücü ve toplum başlıkları
ise 'lojistik hazırlık'. Strateji üretme kapasitesinin katılımcı
bir anlayışla güçlendirilmesi, hızlı refleks kabiliyeti, güçlü
temeller; değişim odaklı hedefler ise 'son savunma' taktiğimiz
olacak. 'Yıldız Savaşları'nı birlik ve beraberlikle, daha yoğun
strateji üretme kabiliyetiyle aşacağız ve bu savaşı
kazanacağız.