Avrupa Birliği (AB) tarihinin en zihin
karışıklığıyla dolu dönemini yaşıyor. En temel zihin karışıklığı
AB'nin öncelikleri, mevcut sorunlara yönelik çözüm olasılıkları ve
küresel ekonomi-politik sistemin geleceğinde nasıl bir pozisyonda
olması gerektiği noktasında kendisini gösteriyor. Öncelikle, başta
AB Komisyonu Başkanı von der Leyen olmak üzere,
neoliberal 'uç' demokrat
siyasetçilerin kritik konulara yönelik ödün vermez, bir gram
esnemeyi dahi reddeden, adeta 'anarşik' bir anlayışla sürdürdükleri
tavır. Rusya-Ukrayna Savaşı, Türkiye ile AB ilişkilerinin yeniden
yapılandırılması ve ilerleme kaydetmesi gibi kritik temel
başlıklarda, 'gerçekler' ile yüzleşmek yerine 'ölmeyi
tercih edecek' tavır ve buna göre geliştirdikleri söylem,
savaşı bir çıkmaza sürüklerken, Türkiye ile ilişkilere zarar
vermeyi sürdürürken, AB içindeki bölünmeyi de derinleştiriyor.
Avrupa'da yükselen 'yeni sağ', neoliberal 'uç'
demokratların bu tavrının sebep olduğu zararı, geleceğe dönük ciddi
kayıp riskini net olarak gözlemleyerek, özellikle Brüksel'in
'aşırı katı' tutumunu giderek yükselen bir...