Kerem Alkin Sabah Gazetesi

Çeliklenmiş ‘Milli İrade’yle, ‘100. Yıl’a

19. Yüzyıl'ın bitişi ve 20. Yüzyıl'a geçiş, 1. Sanayi Devrimi'nden 2. Sanayi Devrimi'ne geçiş sürecinde, küresel ekonomi-politiğin sıklet merkezinin de Asya-Pasifik'ten Atlantik'e doğru hareketini hızlandırdığı bir dönemdi.

30 Ekim 2019 | 28 okunma

Tam bir yüzyıl sonrasında, söz konusu sıklet merkezi, küresel ağırlık merkezi değişikliğini bir kez daha, bu defa Batı'dan Doğu'ya doğru devam etmekte olan bir alan değişikliği olarak her yönüyle gözlemlerken, Türkiye'nin dünya jeo-politiğindeki önemi, bu sürecin tam merkezinde yer alması nedeniyle, bir kez daha tartışılmaz bir şekilde öne çıkmış durumda.
Bir yüzyıl önce, Osmanlı'nın son dönemi itibariyle, devlet ve toplum bazında, insani ve idari boyutları çok ağır bir sınav verdik. 1821'den itibaren, Avrupa devletlerinin koordinasyonunda, Osmanlı'nın sahip olduğu topraklardaki yer altı ve yer üstü zenginliklerini koparmaya yönelik 'kanlı' bir operasyon süreci, yüzyıllardır milyonlarca kilometre karelik bir alanın kontrolünü elinde bulunduran bir 'Cihan Devleti'ni ve Türk halkını Anadolu'da küçücük bir alana hapsetmeyi hedeflemişti. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Küresel emtiaların gelecek 10 yılı 01 Mayıs 2024 | 58 Okunma IMF: Verimlilik odaklı reformlar hızlandırılmalı 29 Nisan 2024 | 72 Okunma Batının ‘mükemmeliyetçilik’ sendromu 26 Nisan 2024 | 73 Okunma Küresel ticarette ‘jeoekonomik parçalanma’ 24 Nisan 2024 | 66 Okunma 2024’ün beş küresel riski 22 Nisan 2024 | 102 Okunma