Türkiye'de muhalefetin susturulduğunu iddia eden dış çevrelerin
ve özellikle Almanya'daki eleştirmenlerin, "Muhalefet" kavramını
yeniden değerlendirmeleri gerekiyor.
Türkiye'de susturulanlar yani gözaltına alınan ve tutuklananlar
"Muhalefet"i temsil etmiyorlar ki... Bir başka deyişle Türk
demokrasisinde muhalefet ne FETÖ'dür, ne PKK'dır. Bunlar yasadışı
yollar izleyen ve terörü siyasetin aracı olarak gören oluşumlardır.
Ve ne yazık ki HDP de, kendisine oy veren Güneydoğulu milyonlarca
seçmenin güvenliğini ön planda tutmak yerine, gözünü ve kulağını
Kandil'e, yani PKK'ya dikmiştir.
Hizmet mi şiddet mi?
Tutuklanan HDP'li yöneticilerin bugünkü konumları ile TBMM'de yer
almaları akla da, vicdana da, devlet anlayışına sığmazdı. Aynı
şekilde Diyarbakır gibi kentlerdeki HDP'li belediyeler de, hizmeti
değil şiddeti temsil etmekteydiler.
Türkiye uzun zamandır süren güzellik uykusundan uyandığı ve
"Yeni Güvenlik Anlayışı" ile terörün ön almasını beklemeden
bunun üzerine gitmeyi bir strateji olarak benimsediği için, bugün
Batı'nın tepki ile karşıladığı tutuklamalar yapılıyor. Almanya
Batı'da Nazizm'i, Doğuda komünizmi geride bıraktığı için,
Türkiye'nin yaşadıklarını şimdi anlamayabilir.