Oysa, 'demokrasi', 'özgürlük' ve 'insan hakları'nı merkezine
yerleştirdiğini iddia eden batı uygarlığı, Atlantik İttifakı, 2.
Dünya Savaşı sonrası, daha ulvi, insani değerleri daha güçlü
kılacak bir geleceğe kendini vakfettiğini iddia etmişti.
Bu nedenle, 21.Yüzyıl'da insanoğlu'nun 'kompleks problem çözme'ye,
'eleştirel düşünme'ye, 'tasarım ve inovasyon'a, 'birlikte iş yapma
kültürü'ne, 'duygusal zeka'ya, 'müzakere'ye, 'empati'ye ve
'zihinsel esneklik'e yönelmesi, bu alanlardaki melekelerini,
hareket kabiliyetini geliştirmesi ve ileriye taşıması arzu
edilmekteydi.