Kerem Alkin Sabah Gazetesi

Ben sen yok, biz varız

Sivil Dayanışma Platformu'nun 51 ili kapsayacak şekilde organize ettiği 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Anayasa Paketi' bilgilendirme toplantıları kapsamında dün Hatay'daydık; bugün Mersin, yarın da...

03 Mart 2017 | 127 okunma

Sivil Dayanışma Platformu'nun 51 ili kapsayacak şekilde organize ettiği 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Anayasa Paketi' bilgilendirme toplantıları kapsamında dün Hatay'daydık; bugün Mersin, yarın da Adana'dayız. Hatay, uygarlıkların, farklı medeniyetlerin buluştuğu, halen yaşadığı, 11 bin yıllık geçmişi olan, hatta son arkeolojik buluntularda tarihi 40 bin yıl geriye gittiği değerlendirilen bir ilimiz. Toplumun her kesiminden sivil toplum kuruluşlarıyla olan beraberliğimiz yoğun bir ilgiye mahzar oldu ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, Türkiye için neden tarihi bir eşik olduğunu detaylı şekilde anlattık. Hatay'da karşımıza çıkan, Atatürk'ün 'Kırk Asırlık Türk Yurdu ecnebi elinde esir kalamaz' sözü, Türkiye'nin 81 ilini, kritik önemdeki siyasi model değişikliğini izah etmek adına neden dolaştığımızı bize bir kez daha hatırlattı.
Hatay'ın Türkiye Cumhuriyeti'ne dahil olması sonrasında, şehre giren Türk askerini karşılayan halkın sloganı olan 'Ben sen yok, biz varız', 16 Nisan'daki referandumla önemli bir 'beraberlik' ruhu yakalamamızla birlikte, Türkiye'nin hızla hayata geçireceği demokratik ve ekonomik reformlar Avrasya'nın gücüne güç katan bir ülkesi olacağımıza işaret ediyor. Hatay'ın yeni Arkeoloji Müzesi'nde sergilenen ve 2012'de bulunmuş olan Kral Şuppiluliuma heykelinin bir elindeki kılıç ve diğer elindeki buğday başağı, uygarlıkların ve ülkelerin güvenliği ile kalkınması arasındaki ilişkiyi çok net ortaya koyuyor. Anayasa Paketi, Türkiye'nin güvenlik konseptinin güçlendirilmesi, sivil ve askeri bürokrasinin yönetim ilkelerinin revizyonu ve kalkınma sürecinin yeniden hızlandırılması adına 'tarihi' bir fırsat. Küresel sistemin sürüklendiği 'düzensizlik ve kaos' dönemine hazırlanmak adına önemli bir kavşak. Bu nedenle, 16 Nisan'a kadar bu tarihi eşiği aşmamız gerektiğini anlatmayı sürdüreceğiz.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
IMF: Verimlilik odaklı reformlar hızlandırılmalı 29 Nisan 2024 | 11 Okunma Batının ‘mükemmeliyetçilik’ sendromu 26 Nisan 2024 | 72 Okunma Küresel ticarette ‘jeoekonomik parçalanma’ 24 Nisan 2024 | 63 Okunma 2024’ün beş küresel riski 22 Nisan 2024 | 100 Okunma Küresel kutuplaşmanın ‘ekonomik’ sonuçlar 19 Nisan 2024 | 42 Okunma