Türkiye ekonomisi reel sektör odaklı, ekonominin serbest piyasa
kuralları doğrultusunda ilerlemesi adına, üç önemli değişim
döneminden geçti, geçiyor. İlk dönem Celal Bayar ve Adnan
Menderes dönemiydi. Türkiye büyük sanayileşme hamlesi ve sermaye
birikimi adına ilk adımları bu dönemde gerçekleştirdi.
Ne yazık ki, 1960 ile 80 arası askeri darbeler, demokrasinin
kırılganlaşması, vesayet odaklarının güç kazanması ve sonrasında
anarşi ve siyasi belirsizlik nedeniyle Türkiye ekonomisinde yeterli
gelişme kaydedemedik. Ardından Turgut Özal dönemi. Türkiye dünya
ekonomisine entegrasyon, ulaştırma ve haberleşme alanında ilk
dönüşüm hamlesi, ihracat odaklı büyüme adına ilk adımları bu
dönemde gerçekleştirdi. Ancak, 1990'lı yıllar koalisyon
iktidarları, siyasi ve ekonomik belirsizlikler ile, vesayet
odaklarının müdahaleleri ile, 1994 ve 2001 krizleriyle yine
'kaybedilen yıllar' oldu.
Kişi başına GSYH'ımız bin dolar geriledi. IMF'den yardım istemek
zorunda kaldık. İthalatımız ihracatımızın iki katıydı. Doğru dürüst
ihracat yapabilen ilk sayısı iki elin parmaklarını zor geçiyodu.
Şehirler arası karayolu ağı, havayolu imkanları, Türkiye'nin
altyapısı...