20. Yüzyıl'ın ilk yarısını milyonlarca insanın kaybedildiği,
sakat kaldığı, evinden, yurdundan sürüldüğü, insanlık adına pek çok
utancın ve trajedinin yaşandığı iki dünya
savaşı ile geçirdik. 20. Yüzyıl'ın 2.
yarısı ise, bir tarafta bir kez daha dünya savaşı
yaşanmasın diye 'sürdürülebilir
barış' ortamının inşası;
paradoksal olarak, diğer tarafta
ise nükleer güce dayalı ve dünyayı yok edecek silahların bir
'düğme' mesafesinde olduğu bir 'Soğuk Savaş'
dönemiyle geçti. Dünyanın önde gelen ülkeleri, doğal olarak dış
politika, güvenlik ve ekonomi alanına yönelik politika ve
uygulamaları şekillendirecek 'değerler bütünü'nü,
yani 'Milli Doktrin'lerini 'iki kutuplu bir
dünya'ya yönelik olarak inşa ettiler ve uyguladılar.
1990'lı yılların başlarında 'iki kutuplu
dünya'ya dayalı 'Soğuk
Savaş' dönemi sona erdikten sonra, uluslararası
sistemin 'tek kutuplu...