Kerem Alkin Sabah Gazetesi

2018’de doların maliyeti artabilir

Türkiye'nin ihracat gelirinin halen ağırlıklı bir bölümü euro, ithalat ödemeleri ise dolar cinsinden. Euronun değer kazanması işimize geliyor. 2014'ün ilk çeyreğinde, euronun 1.40 dolara kadar yükselmesi...

20 Ekim 2017 | 232 okunma

Türkiye'nin ihracat gelirinin halen ağırlıklı bir bölümü euro, ithalat ödemeleri ise dolar cinsinden. Euronun değer kazanması işimize geliyor. 2014'ün ilk çeyreğinde, euronun 1.40 dolara kadar yükselmesi, Türkiye'nin ihracatına da olumlu yönde yansımıştı. Nitekim o yıl Türkiye'nin ihracatı 157.6 milyar dolarla, Cumhuriyet tarihi rekoru kırdı. 8.7 milyar dolarlık bavul ticaretini de eklersek 165.5 milyar dolar. 2015 ve 2016'da euro-dolar paritesi 1.05 ile 1.15 dolar arasında dalgalandı. Euronun yüzde 21 değer kaybetmesi ve Türkiye'den ithalat yapan ülkelerin petrol fiyatlarındaki gerilemeyle para kaybedip, bizden ithalatı kısmaları ile ihracatımız 2016'da 142.5 milyar dolara kadar geriledi. 2017'de ise, euro dolar karşısında 1.06 dolardan 1.20 dolara kadar yükselince, Türkiye'nin ihracatı da yeniden 154 milyar dolara doğru hamle yapmış oldu.
Euronun değerinin ne olacağı, euro-dolar paritesinin seyri, hem ihracatçımız, ithalatçımız için, hem de reel sektör ve bankalarımızın yabancı para cinsinden kredilerinin yönetimi açısından hayli önemli. Bu yıl, euro dolar karşısında zayıf seyretmeyi sürdürseydi, euro cinsinden faiz oranları da düşük olduğundan, euro cinsiden borçlanmak daha avantajlı gözüküyordu. Ancak, euro dolar karşısında değer kazanınca, euro-TL'de 4.3 TL'nin üstüne kadar geldik. 2018'in ilk 4 ayı için de euro-dolar paritesinde 1.22- 1.27 doların dahi test edilebileceği ifade ediliyor. Bununla birlikte, ABD Doları'nın yeniden güçleneceği bir döneme de giriyor olabiliriz. Çünkü FED'in aralık ayında bir, 2018'in ilk 4 ayında da bir kez olmak üzere, en az 2 kez faiz artırması ve bilanço küçültmeye başlaması halinde, euro-dolar paritesinin önce 1.16-1.12 dolar; sonrasında 1.12-1.08 dolar bandına geri dönmesi ihtimali de kuvvetli. Kaldı ki, Başkan Trump'ın vergi reformu 2017 sonuna kadar Kongre'den geçerse, vergi oranlarındaki büyük indirimlerin de ABD'ye küresel sistemden yüklü miktarda dolar dönmesine sebep olabileceği değerlendiriliyor.
Bu nedenle, ECB'nin 26 Ekim'de, FED'in de 1 Kasım'da açıklayacakları para politikası kararları kritik önemde. ECB yıl sonunda bitecek 60 milyar euroluk tahvil alım programını devam ettirmezse, parite 1.12-1.16 dolar bandına oturabilir. FED'in faiz artırımları ve bilanço küçültme adımları ile birlikte, ECB de 30 milyar euro düzeyinde tahvil alımını sürdürmeyi tercih ederse, 2018 doların güçlendiği ve dolar cinsinden borçlanma maliyetlerinin daha da artacağı bir yıl olacaktır.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
IMF: Verimlilik odaklı reformlar hızlandırılmalı 29 Nisan 2024 | 62 Okunma Batının ‘mükemmeliyetçilik’ sendromu 26 Nisan 2024 | 72 Okunma Küresel ticarette ‘jeoekonomik parçalanma’ 24 Nisan 2024 | 63 Okunma 2024’ün beş küresel riski 22 Nisan 2024 | 100 Okunma Küresel kutuplaşmanın ‘ekonomik’ sonuçlar 19 Nisan 2024 | 42 Okunma