G.Saray’ın liderlik koltuğundan lig sonu itibarıyla şampiyonluğa
uzanabileceği yolun büyük kısmı dün akşamki Yeni Malatyaspor
maçından geçecekti. Feghouli haricinde zaten dar olan kadronun
klasikliği korunuyordu. Buna karşılık misafir Yeni Malatyaspor bu
sezon ligde direnç göstermiş bazı takımların da canını yakmıştı ama
artık bitimi bekliyordu tatil yapmak için.
Böyle çıkıldı maça. Ve bu sezonun, hatta belki de bütün zamanların
en erken golü hiç beklenmedik biçimde patlayıverdi Türk Telekom’da.
Rodrigues’in al da at ikramını Belhanda boş kaleye göndererek tabii
ki ciddi bir rahatlık sağladı. G.Saray bu golün gazıyla en arka
alandan ortaya, ortadan da sadece Rodrigues’in bölgesinden organize
ve kolay hücumlar yapmaya başladı. İşte bunlardan birinde de aynı
Rodrigues kendi sahasından çaldığı bir topu adeta Gomis’e
çarptırarak sanki çok erken bir finiş bileti kesiyordu. Ama rakip
de yukarıda bahsettiğimiz Y. Malatyaspor idi. Özellikle ikinci
yarıda kaybedecek hiçbir şeyi olmadığından G.Saray’ın sadece iki
golde kalışına bir ceza kesme tehlikesi sunuyorlardı. Ancak oyunu
daha da sıkıntılı konuma sokacak o son hareketi yapamadılar.
Burada bir önemli notumu aktarayım; ben maçı ekrandan izleyip
yazdım. Bu itirafımı yapmamdaki en büyük neden de yayıncı kuruluşun
yorumcu bülbülünün Gomis’i ‘kalbi büyük oyuncu’ olarak lanse
etmesidir. Tevekkeli değil, adam kalbi büyük olduğu için yere
yığılıp kalıyormuş ara sıra! Ben aynı kişilere soruyorum,
G.Saray’ın dün akşamki en kötü oyuncusu kimdi? Bence tabii ki, iki
al da at golü yaptıran Rodrigues ile Donk değillerdi ama Gomis’in
olduğu net idi.
Pazara geçerken G.Saray’ın en yakın takipçisi ve ikili averaj
eşitliği olan F.Bahçe ile arasındaki gol averajı 7 oluyordu. Neden
yazdım bu son cümleyi?
Eh sebebini de birkaç gün sonra açıklarım… MAÇIN
ADAMI: Rodrigues… ...