F.Bahçe’nin puan cetvelinde yaşadığı kritik durumdan çıkabilmek
için dün akşamki rakibi Akhisar’ı yenmesi sanki olmazsa olmazıydı.
Ama hafızalarımızda da aynı Akhisar’ın geçen sene F.Bahçe’yi iki
defa ligde bir defa da kupada yendiğini unutmamalıydık. Öyle bir
maçın başlama düdüğünü duyduk.
F.Bahçe maça bir yalancı kenar oyuncusu ve doğru olarak tek
santrforla başlamıştı. Elif Elmas sol kenarda zaman zaman Ekici ile
değişerek oynuyordu. İlk on dakikada bu F.Bahçe’nin bu tertibi topa
daha olumlu bir şekilde sahip olma avantajını sunmuştu ama pozisyon
işi sanki Ekici’nin şutlarına bırakılmıştı. Buna karşılık Akhisar
ilk yarının son yarım saati diyelim bana göre dokuz kişilik
takımıyla golü atan Bokila ve Onur’u çıkarırsanız orta alandaki top
tekniği yüksek oyuncularıyla istediği gibi pas trafiği işletip
gerçek manada günümüzde moda hâline gelmiş “topa sahip ol da nasıl
olursan ol” kuralını sahaya yansıtabiliyordu. Ancak ne var ki Onur
ve golü atan Bokila bu zenginliği skor tabelasında da aynı konuma
getirmekten uzaktı.
İçeri gidilip de dönüldükten sonra F.Bahçe’nin değişiklik
yapmadığını gördük ama yaptı da ne oldu diyeceksiniz, Topal’ı
çıkarıp İsmail’i oyuna almasaydı bu Koeman’a af çıkarmak için
düşünürdük. İlk yarıdaki 1-0’ın avantajıyla mı desek, yoksa
F.Bahçe’nin savunma önlemlerini eksiltmeye başladığında tandeminin
arıza vereceği gerçeğini kollama mı desek, Akhisar kendi yeri
alanında daha çok kalıp derinliğe iş bitirmeyi aradı fakat yukarıda
da değindiğim gibi golü atan santrfor Bokila ancak o kadarını
yapabilmişti.
Sonra Akhisar’ın hocası, Onur ile Bokila’yı kenara alıp Regattin ve
Manu’yla takımı 11 kişiye çıkarmayı becerdi. Zaten bu hamlesinin
karşılığı olarak da bu ikisinden birer şık gol geldi.
Dün akşamki maçın teknik analizini böyle yaptıktan sonra yayıncı
kuruluştan ekranlarımıza gelen Ali Koç’un soyunma odasına giriş
haberi geldi.
Heee demek ki, F.Bahçe’nin yepyeni bir yönetime yepyeni bir büyük
kulüp felsefesine kav...